1. SINIF 2. DÖNEM

  • AKTS: 6 KREDİ
  • KOD: İLH1006
  • TOPLAM ÜNİTE: 10
  • KATALOG İÇERİĞİ: Mana, tefsir, te’vil ve tercüme kavramları. Tefsir tarihi kaynakları. Kur’an’ın tefsir edilmesini gerektiren sebepler. Tefsirin doğuşu ve gelişimi. Tefsir ilminin geçirdiği ilk tarihi evreler: Peygamber, Ashab ve Tâbiun tefsirleri, klasik tefsir okulları. Tefsirin tedvini: Hadis mecmualarında ve müstakil olarak. Temel tefsir çeşitleri: rivayet, dirayet.

VİZE (ARA SINAV) SORUMLULUK ÜNİTELERİ
Hafta 1: Kur’ân’ın Nüzûlü ve Metinleşmesi
Hafta 2: Kur’ân’ın Tanımı ve Unsurları
Hafta 3: Kur’ân’ın Tanımı ve Niteliği
Hafta 4: Tefsîrin Doğuşu ve Tedvîni
Hafta 5: Temel Tefsîr Yöntemleri
Hafta 6: Ara Sınava Yönelik Soru Çözümü
Hafta 7: Ara Sınav

FİNAL (DÖNEM SONU SINAVI) SORUMLULUK ÜNİTELERİ
Hafta 8: Tefsîr Ekolleri
Hafta 9: Kur’ân Lafızlarına Dair İlimler
Hafta 10: Kur’ân’ın Manalarına Dair İlimler
Hafta 11: Tarihî Olgularla İlişkili Kur’ân İlimleri
Hafta 12: Kur’ân’ı Anlama ve Yorumlamada Yeni Yönelişler
Hafta 13: Final Sınavına Yönelik Soru Çözümü
Hafta 14: Dönem Sonu Sınavı

AÖF Sesli Özet (3 saat 6 dk)

Kitap, Özet, Sunum, PDF
Ümit Kaygısız (Anadolu AÖF)
10 Ünitenin Özetleri (Anadolu AÖF)
Çıkmış Sınav Soruları 2013-2024 (AÖF)
Canlı Ders Sunumları (Anadolu AÖF)
Muhsin Demirci
Vize, Final Ders Notları
Dua İsterim
Rauf Şara
2019 MBSTS (Tek Uzem)
Tefsir Özet DHBT
Tefsir Usulü İle İlgili Tüm Bilgiler
Ahmet Şenol – İbn Sina – Büşra (Özet)
Dijital Özet Çalışmamız

🥀 Allah’ın birliğini anlatan ayetler Bakara suresinin 255. ayetine Ayetel Kürsi denir.


🥀 Sure: Sözlükte yüksek rütbe, mevki, şeref, yüksek bina gibi anlamlara gelir. Kur’an'da 114 sure vardır. Sureler adlarını içinde geçen bir olaydan, bir konudan veya peygamber adı yada başka isimlerden alır.


🥀 Surelerin en uzunu 286 ayetle Bakara suresi, en kısa suresi ise 3 ayetle Kevser suresidir.


🥀 Bir bütün olarak ilk önce Fatiha daha sonra Nasr suresi vahyedilmiştir.


🥀 Kur’anın surelere ayrılması tevkifi olup vahye dayanmaktadır.


🥀 Surelerde kendisine gönderilen peygamberleri yalanlayan kavimler olmuştur.


👉🏻 Bunlar ; Ashabı Eyke, Ashabı Ress, Ashabı Karye, Ashabı Hicr, ayrıca Lut, Nuh, Hud kavimleri de sayılabilir.


🥀 Başında besmele olmayan sure Tevbe Suresidir.


🥀 İmam Malik, sure başındaki besmelerin Kur’an’dan olmadığı görüşündedir.


🥀 Bedir Savaşı = Ali İmran ve Enfal suresinde, Duhân suresi 16. Ayette ise, “Batşetü'l-kübrâ” kavramları Bedir Gazvesi'ne işaret eder.


🥀 Uhud savaşı = Ali İmran suresinde


🥀 Hendek savaşı = Ahzab suresinde


🥀 Cüz : Kur’an'ın 20 sayfadan oluşan her bir bölümüne cüz denilmektedir.


🥀 Cüzler hizb denilen beşer sayfalık bölümlere ayrılır. Her cüzün başlangıcında sayfa
kenarında bulunan gül resmine cüz gülleri denir.


🥀 KUR’AN’IN (KIRAATİ) OKUNMASI 🥀


👉🏻 Alimlere göre Kur'an 3 şekilde okunur;


🥀 Tahkîk : Her bir harfin hakkını tam vererek okumaktır. Hassasiyetinin en son imkanını kullanarak Kur’anı okuma tarzıdır.


🥀 Hadr : Kur’anı tecvid ve kaidelerine uyarak hızlı şekilde okumaktır.


🥀 Tedvir : Tahkik ile Hadr arasında bir okuyuş tarzıdır. Bu okuyuşta orta bir yol izlenir.


🥀 KUR’AN’IN ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASIYLA İLGİLİ KAVRAMLAR 🥀


🥀 Tefsir: Sözlükte açıklamak, yorumlamak, ortaya çıkarmak gibi anlamlara gelir.


🥀 Te’vil: Sözlükte aslına dönmek manasına gelir. Meşru bir sebep veya delilden dolayı ayeti zahiri manasından alıp kendinden önceki veya sonraki ayete uygun, Kur’an ve sünnete uygun manalardan birine hamletmek demektir. Mesela Kur’an’da Allahın eli yüzü olan arşa istiva eden gibi özelliklerden bahsetmektedir
(ÇIKMIŞ SORU Te’vil: İstiva)


🥀 Tercüme: Sözlükte bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek, bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek demektir. Terim olarak bir sözün bir beyanın başka bir dildeki karşılığını bulmak ve manasını o dile aktarmaktır.


🥀 İkiye ayrılır:


👉🏻 Lafzî (harfî) tercüme : Metnin bütün özellikleriyle başka bir dile aynen tercüme edilmesine denir .Bu tercüme edebi eserlerde, özellikle Kur’anı Kerim’de imkansızdır.


👉🏻 Manevî (tefsiri) tercüme: Asıl metnin sadece manasının başka dile aktarılmasına denir. Amaç metindeki mananın güzel olarak ve asıl metne uygun olmasıdır.


🥀 Meal: Sözlükte bir şeyin özü,hülasası ve akıbeti gibi anlamlara gelir.Kavram olarak eksik ve hatalı tercüme veya bir metnin ifadenin manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmektir. İfadenin manasının aynen aktarılmasının zor olduğu için Kur’an Meali tabiri kullanılır.


🥀 Tefsir ve Te’vil arasındaki farklar 🥀


👉🏻 • Tefsir peygamberimiz ve sahabeden gelir, kesindir. Te’vil kesinlik ifade etmez.


👉🏻 • Tefsir ayetlerin lafızlarında, Te’vil daha çok manasında görülür.


👉🏻 • Tefsirde genelde tek bir anlam, Te’vilde yoruma açık olması nedeniyle birçok anlam vardır.


👉🏻 • Tefsir lafızların zahiri manalarını, Te’vil içsel anlamlarını ortaya çıkarır.


🥀 Ferra: Meani-l Kur’an ( Ferrarinin meanisi) Karşılaştırmalı (mukaran) tefsire örnek: Alusi “Ruhu’l-Meani”


🥀 En eski Kur’an Meali (Farsça) Samanoğlu Emiri Mansur Nuh


🥀 Kur’an nüshaları;


👉🏻 Mekke, Medine, Basra, Kufe, Bahreyn, Şam ve Yemen’e gönderilmiştir.


🥀 Hibru’l-Umme (Ümmetin bilgini) olarak unvan kazanan ,Kur’anın Hz.Peygamberden en yetkili müfessiri,yani Tercümanül-Kur’an olarak anılan kişi Abdullah bin Abbas 'tır.


🥀 Kur’an-ı tamamen tefsir eden eser: Kurtubi’nin Cami’ul Ahkam (Kurtubi Camide ahkam kesiyor)


🥀 MÜFESSİRLERİN BİLMESİ GEREKLİ OLAN İLİMLER 🥀


🥀 1.Dini ve Ahlaki Şartlar


👉🏻 • İtikadının sahih,imanının tam ve kuvvetli olması gerekir. Kur’an ahlakı ile ahlaklanıp, Sünneti Nebeviyye’ye sıkı sıkıya bağlanmalıdır.


👉🏻 • İhlaslı olmalı, ihlasla bu ameliyeyi gerçekleştirmelidir. Amaç yüce Allahın rızasını kazanmaktır.


🥀 2.İlmi Şartlar


👉🏻 • İyi derecede Arapça bilgisi ve Arapçaya hakimiyet
👉🏻 • Belagat ilmi (Meani,Beyan ve Bedî)
👉🏻 • Fıkıh ve Fıkıh usulü ilmi
👉🏻 • Hadis ve Hadis usulü ilmi
👉🏻 • Kuran İlimleri (Esbabı Nüzul,nasih-mensuh,muhkem-müteşabih)
👉🏻 • Kıraat İlmi
👉🏻 • Vehbî ilimler
👉🏻 • Kelam ilmi
👉🏻 •Sosyoloji, psikoloji, astronomi, fizik, kimya, tıp, tarih gibi yardımcı ilimler.


🥀 Hz.PeygamberinKur’anı Tefsir Tarzları 🥀


🍓 MücmelinTebyini: (Gaybi yaratılış kıyamet gibi kapalı ifadelerin tefsir edilmesi)


👉🏻 ‘’Haklı olmadıkça Allahın haram kıldığı cana kıymayınız” ayetindeki mücmelliği ‘’Allahtan başka ilah olmadığına ve benim Allahın resulü olduğuma iman eden hiçbir Müslüman kişinin kanı helal olmaz. Ancak Şu üç şeyden birini yaparsa o zaman helal olur; Adam öldürmek, evliyken zina etmek ve dinden çıkıp (irtidat) Müslümanlardan ayrılmak şeklindeki hadisi açıklamıştır.


🍓 Mübhemin Tafsili: (Kapalı ifadelerin açıklanması)


👉🏻 Namazlara, özellikle orta namaza devam edin" ayetindeki orta namazdan neyin kastedildiği belli olmayıp farklı yorumlara açıktır ve mübhemdir yani anlam kapalıdır. Peygamberimizin orta namaz ikindi namazıdır şeklindeki beyanı ayeti anlaşılır hale getirmiştir.


🍓 Mutlakın Takyidi: (Mutlak olan emrin kayıt altına alınıp sınırlarının belirlenmesi)


👉🏻 Peygamberimiz Kur’anın mutlak olarak zikrettiği bir hükmü takyid etme yani sınırları belirleme uygulamasını gerçekleştirmiştir. Mesela ‘’hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının, yaptıklarına karşılık Allahtan bir ceza olarak elini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir…ayeti mutlak bir hüküm koymaktadır. Peygamberimiz bunu ‘’Elini bilekten kesin’’ şeklinde beyan etmiş ve sınır koymuştur.


👉🏻 “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” ayetini Peygamberimiz” Fatihasız namaz olmaz” hadisiyle kayıtlayıp sınırlandırmıştır.


🍓 Müşkilin Tavzihi (Tezat gibi görünen hususların sünnet ile açıklığa kavuşturulması)


👉🏻 İçinizden oraya (cehenneme) girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu Rabbin üzerine (almış olduğu) kesinleşmiş bir hükümdür" ayetinde herkesin istisnasız cehenneme gireceğine hükmedilmiştir. Bir çok ayette ise Allah, inanan ve iyi işler yapanları altından ırmaklar akan cennetine koyacağı buyrulmaktadır. Dolayısıyla bu çelişki ortadan kalmıştır.


🥀 SAHABE TEFSİRİ: Şiirle istişhadda bulunmak sahabe tefsirde müracat ettiği kaynaklardandır. Yahudi ve Hristiyan kültürleri tefsirde kullanılmıştır. Baştan sona kadar tefsir yoktur.


👉🏻 Ali bin EbîTalib
👉🏻 Abdullah bin Mes’ud
👉🏻 Ubeyy bin Kab
👉🏻 Abdullah bin Abbas
👉🏻 EbûMusa’lEş’ari
👉🏻 Zeyd bin Sabit
👉🏻 Abdullah bin Zübeyr


🥀 Nakil ve Dirayet açısından ilk sırayı Abdullah bin Abbas almaktadır. Birçok hadis rivayet etmiştir. İbn Abbastan sonra İbn Mesud ve Ubeyy bin Kab isimleri sayılabilir.


🥀 Görevin Zeyd b. Sâbit’e Verilmesinin Gerekçeleri


👉🏻 1. Genç olması
👉🏻 2. Zeki olması
👉🏻 3. Doğruluk ve iffeti ile meşhur olması, aynı zamanda takva sahibi ve güzel ahlaklı biri olması
👉🏻 4. Hz. Peygamber‟in özel olarak görevlendirdiği vahiy kâtiplerinden olması
👉🏻 5. Kur‟an‟ı en düzgün okuyan ve en iyi bilen sahâbîlerden biri olması
👉🏻 6. İslâm hukukunu da çok iyi biliyor olması. Onun dinde fakih derecesine ulaştığı ve Medine’de kadılık makamına yükseldiği söylenir.
👉🏻 7. Kur‟ân-ı Kerîm‟i bizzat Hz. Peygamber’den son arzaya göre öğrenmiş olmasıdır.


🥀 TABİUN DÖNEMİNDE TEFSİR ( Kur’an’ın Tamamının Tefsiri)


🥀 Mevali adıyla anılan kişiler sahabeden ilim almışlar ve özellikle tefsir alanında temayüz etmişlerdir.


🥀 Tabiinler içinde sevilen tefsir ve fıkıhçılar ; Nâfî, İkrime, Atâ,Said bin Cübeyr ve Hasen el-Basrî tefsirde meşhur sahabilerin mevalisi olarak bilinmektedir.


🥀 Kıssalar hususunda Ehl-i Kitab’a fazlaca müracaat edilmiştir. Bu süreçte İsrailiyyat boyutu da tefsire girmiştir. Yani Yahudi,Hristiyan ve diğer kültürlerin etkisi de tefsire girmiştir.


🥀 Etbauttabiun dönemi; tefsirin tedvin edildiği dönemdir.


🥀 İsrailî Tefsirler 🥀


👉🏻 Abdullah bin Selâm
👉🏻 Ka’bu’l Ahbar
👉🏻 Vehb bin Münebbih
👉🏻 Abdülmelik bin Güreye


🥀 TEFSİR EKOLLERİ 🥀


Mekke Tefsir Ekolü 🍓


🥀 Mekke’de kurulmuştur. İlim denizi ve Tercümanul Kur’an unvanının sahibi Abdullah bin Abbas tarafından kurulmuştur. İbnTeymiyye ‘’Tabiiler içinde tefsir yönünden en önde gelenler Mekke ekolünün yetiştirdiği müfessirlerdir. Çünkü onlar İbn Abbas’ın öğrencileridir.’’ demiştir.
Bu ekolde yetişenler;


👉🏻 Atâ bin Ebî Rabah
👉🏻 İkrime
👉🏻 Tavus bin Keysan
👉🏻 Saîd bin Cübeyr
👉🏻 Mücahid bin Cebr


Medine Tefsir Ekolü 🍓


🥀 Alim sayısının fazlalığı ilim merkezlerine nispetle diğer yerlerden daha fazladır. Medinenin en büyük alimlerinden olan Ubeyy bin Kab tarafından kurulmuştur. Sahabiler bu şehirlerde kaldıkları müddetçe kendilerinden sonra gelenlere Allahın kitabını ve Peygamberin sünnetini öğretmeye gayret etmişlerdir.
Bu ekolde yetişen alimler;


👉🏻 Zeyd bin Eslem
👉🏻 Ka’b el-Kurâzî
👉🏻 Ebu’l Aliye


Irak (Kûfe) Tefsir Ekolü 🍓


🥀 Tefsir ve kıraat konusunda sahabe müfessirlerinin en önde gelenlerinden biri de Abdullah bin Mes’ud’dur. İbn Mes’ud aynı zamanda peygamberimizin vahiy katibidir. Hz.Ömer halifeliği sırasında İbn Mes’ud’u Kufe’ye muallim olarak tayin etmiş ve o da burada bir medrese oluşturmuştur. İbn Mes’ud’un Kufe de oluşturduğu bu medrese daha çok rasyonel bir tavır sergilemiştir. İçtihadi hareketlerin ilk nüvesi olarak kabul edilmiş olan bu ekole Irak Rey Ekolü de denmiştir.
Bu ekolün alimleri;


👉🏻 İbrahim en-Nehaî
👉🏻 Muhammed Sirin
👉🏻 Hasan Basrî
👉🏻 Katade bin Dîame
👉🏻 Mesruk bin El-Ecda’
👉🏻 Esved bin Yezid
👉🏻 Mürre bin El-Hemedânî
👉🏻 Amir eş-Şa’bî


TEFSİR ÇEŞİTLERİ 🍓


🥀 Rivayet Tefsiri 🥀


👉🏻 Kur’an-ı Kerim, Rasulullah’ın sünneti, sahabe ve tâbiun sözlerine, dayanan bir tefsirdir.’’ Naklî tefsir ve Me’sur tefsir’’ de denir. Bu tefsirler bize ayetlerin manalarını, kıraat vecihlerini, nasih ve mensuhu bildirdiği gibi geçmiş ümmetler ve onlarla ilgili ayetler hakkında da bilgi verir. Bu tür bilgiler daha ziyade hadis, siyer, megazi ve tarih kitaplarında yer alır.


🥀 Rivayete dayalı ilk tefsir kitabınız yazan ( İmam Mücahid)


🥀 RİVAYET TEFSİRLERİ ( TABİ ESİ SEVFSE ) Rivayetçileri sev 🥀


👉🏻 • Taberî : Câmiul Beyan an Te’vili’l Kur’an (hem rivayet hem dirayet tefsiri ve dirayet tarafı da ağır basan tefsirdir.) (Taberi Camide beyan ediyo)


👉🏻 • Atiyye : El-Muharreru’l-Vecîz fi Tefsiri’l-Kitabi’l-Azîz (Muharrem Atiyo )


👉🏻 • Begavî : Me’âlimu’t-Tenzîl ( Bey abi muallim oldu Menzile)


👉🏻 • İbn Kesîr : Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)


👉🏻 • Ebu Hatim: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)


👉🏻 • Semerkandî : Tefsiri’l-Kur’ani’l Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)


👉🏻 • İbnu’l-Cevzi : Zedu’l-Mesir ( Cevizli Mesir Macunu )


👉🏻 • Suyuti : ed-Dürrü’l-Mensur fi’t-Tefsir bi’l-Me’sur ( Suyuti’nin et dürümü) “Tefsiru’l celaleyn” adlı eseri Dirayet Tefsiridir


👉🏻 • Ebu İshak es-Sa’lebi : El-Keşfve’l Beyan ( Ebu İshak Salep içmeyi keşfetti)


👉🏻 • Vahidi : El-Veciz ( Vahid in elinde ceviz )


👉🏻 • Firuzabâdi: Tenviru’l Mikbas min Tefsir-i ibn Abbas ( Abbas Firuzabas )


👉🏻 • Sealibi : El-Cevahiru’l-Hisan


👉🏻 • El-Kasımî : Mehâsinu’t-Te’vil (Tefsiru’l-Kasımî)


🥀 Dirayet Tefsiri 🥀


👉🏻 Rivayetlere bağlı kalmayıp Arap dili ve edebiyatına, dini ve felsefi ilimler ile çeşitli müspet ilimlere dayanılarak yapılan tefsirdir. Re’y ile tefsir ya da Ma’kul tefsir de denir. Nasih ve mensuhu ve diğer konuları bildikten sonra ictihad ile tefsir etmekten ibarettir. Bu tefsir de asıl olan şahsi görüş ve içtihaddır.


🥀 DİRAYET TEFSİRLERİ ( EMAR ŞENER MEZHEBİ ) ( ÇIKMIŞ SORU ) 🥀


👉🏻 • Ebu’s-Suûd: İrşadu’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâye’l-Kur’ani’l-Kerim


👉🏻 • Maturudi: Te’vilatü Ehlüs-sünne


👉🏻 • Âlusî : Rûhu’l-Me’ani fi tefsiri’l-Kur’anil Azîm ve’s-Seb’il-Mesânî


👉🏻 • Râzî : Mefâhitul-Gayb


👉🏻 • Şirbînî : es-Siracu’l-Münîr


👉🏻 • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır : Hak Dili Kur’an Dili


👉🏻 • Nesefî : Medârikut’-Tenzil ve Hakikatu’t-Te’vil ( Nesefi tedarik et hakikati)


👉🏻 • Ebu Hayyan : El-Bahru’l-Mûhit ( Bu muhitteki hayvanlar)


👉🏻 • Reşid Rızâ : Tefsiru’l-Menâr


👉🏻 • Merâği : Tefsiru’l-Merâği


👉🏻 • Ebu’ul-A’lâ El-Mevdûdî : Tefhîmu’l-Kur’an


👉🏻 • Zemahşeri : el-Keşşaf an Hakikati’t-Tenzîl ( Mahşeri keşfet)


👉🏻 • Hazîn : Lübabü’t-Te’vil fi Me’ani’t-Tenzil ( Lüb lüb yeme hazmedemezsin)


👉🏻 • Beydâvî : Envaru’t-Tenzîl ve Esraru’t-Te’vil ( Kadı, tez var Esrarlı Beydağı’na) Osmanlı’da en çok okunan tefsirdir


👉🏻 • İsferani: el-Müfredat


🥀 Lügavi Tefsir 🥀


👉🏻 Kur’an’ın dilini ele alan ve Kur’an’ı filolojik yönden inceleyen eserlerdir. (ÇIKMIŞ SORU)


🥀 MEZHEBİ TEFSİRLER 🥀


🥀 Mutezile Tefsirleri 🥀


👉🏻 Mutezile Kur’anı tefsirde her zaman için aklı ön planda tutmuştur. Kur’an tefsirini özellikle TEVHİD ve ADALET prensipleri üzerine temellendirmiştir.


🥀 Mutezilî Tefsirler 🥀


👉🏻 • El-İsfahânî = Camiu’t-Te’vil fi muhkemi’t-Tenzîî ( İsfahan’daki Camii)


👉🏻 • KâdıAbdülcebbâr = Tenzihu’l-Kur’an ani’l-metâin ( Kadı Abdulcebbar’ın metanetli )


👉🏻 • Şerif El-Murtaza= Ğureru’l-fevâid ve düreru’l-kalâid ( Şerifin fetvaları )


👉🏻 • Zemahşerî = El-Keşşaf ( Mahşeri keşfet)


🥀 Şia Tefsirleri 🥀


👉🏻 Gerçek Tefsir imamlarca bilinir İmamlık Hz.Ali ve onun evladının hakkıdır. Fakat ashaptan pek çoğu onun hakkını gasp etmiş ve bu yüzden kâfir olmuştur. Büyük bir kısmı Kur’an’ın sahabe tarafından tahrip edildiğine inanır. Kur’an’ın hem zahir hem de batın manası vardır. Bir kişi Kur’anın batınına inanıp zahirine inanmazsa kafir olur .Kezâ zahirine inanmaz batınına inanırsa yine kafir olur. İmamiyye tefsirinin özelliği Hz.Ali ve Onun Ehli Beytinin etrafında Kur’anın yorumlanmasıdır.


🥀 Meşhur Şia (İmamiye) Tefsirleri 🥀


👉🏻 Kummî = Tefsiru’l-Kummî ( Kum gibi Tefsir )


👉🏻 et-Tûsî = et-Tibyân ( Sıbyan Tusi )


👉🏻 et-Tabressî = Mecmeu’l-beyan fî tefsiri’l-Kur’an ( Mecmel’in tabi eşi)


👉🏻 El-Becahti = Beyânu’s-sa’âde fî makâmâti’l-ibâde ( Saade bi çakti )


👉🏻 et-Tabatabâi: El-Mizân fî tefsiri’l-Kur’an ( Mizanda tabak tabak tefsirler )


🥀 Harici Tefsirler 🥀


👉🏻 Kur’anı harfi/lafzî manada anlamışlardır. Kur’an ayetlerini yorumlamamışlar. Mesela bir kimse bir yetimin bir miktar malını yerse ‘’Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını sadece ateşle doldurmaktadırlar ve alevli bir ateşe gireceklerdir.’’ Mealindeki ayete göre o kimsenin cehennemde yanması vacibolur, fakat o kimse yetimi öldürse veya karnını yararsa o kimsenin yanmasına gerek yoktur. Çünkü o konuda bir hüküm yoktur. En önemli Harici eseri günümüze kadar ulaşan varlığını sürdüren İbâdiye ekolüne mensup Muhammed bin Yusuf İtfeyiş’in, Himyanu’z-Zâd ilâ Dari’l-Mead adlı eseridir.


🥀 İlmi Tefsir Karşıtları 🥀


👉🏻 İlmî tefsir hareketine ilk sistemli itiraz Endülüslü Usûlü Fıkıhçı Ebû İshak bin Musa eş-Şâtibî tarafından yapılmıştır.


👉🏻 Reşid Rızâ
👉🏻 Mustaf el-Meraği
👉🏻 Hüseyin ez-Zehebî


🥀 İşari Tefsir 🥀


👉🏻 (Zahirin yanında Batıni manalar) ( ÇIKMIŞ SORU)


👉🏻 Yalnız tasavvuf erbabına açılan ve zahir manayla bağdaştırılması mümkün olan birtakım gizli anlamlara ve işaretlere göre Kur’anı tefsir etmek demektir. Ehli Sünnet Kur’anın zahiri manasının ötesinde batıni anlamının da olduğunu kabul etmektedir. Meselâ ‘’Bu kavme ne oluyor ki hemen hiçbir sözü anlamıyorlar,
Allah size zahir ve batın nimetlerini bolca ihsan etti ayetleri bunlara örnektir.


👉🏻 Batını tefsir kabul edilmekle beraber her koşulda caiz olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Çünkü batıni tefsirin makbul olabilmesi için bazı şartlar gereklidir. Bunlar;


👉🏻 Batıni mananın lafzın zahiri anlamına aykırı olmaması


👉🏻 Öngörülen batıni anlamın doğru olduğunu gösterecek bir başka nassın veya açık bir delilin bulunması


👉🏻 İleri sürülen batıni manaya muhalif şer’i veya aklî bir karinenin olmaması


👉🏻 Batıni mananın tek mana olduğunun ileri sürülmemesi


🥀 Tasavvufî Tefsirler 🥀


👉🏻 Et-Tüsterî


👉🏻 Tefsiru’l-Kur’anil-Azîm ( İlk tasavvufi Tefsir)


👉🏻 Sülemi = Hakaâiku’t-Tefsir


👉🏻 el-Kuşeyri = Letâifu’l-İşârat


👉🏻 Ebu Muhammed eş-Şiraâ = Arâisu’l-Beyân fî Hakâiki’l-Kur’an


🥀 İçtimai Tefsir 🥀


👉🏻 Son asrın Kur’an anlayışını yeni bir metodla ortaya koymayı amaçlayan bir tefsir ekolüdür. En belirgin Özelliği, Tefsiri duruluk ve durgunluktan kurtarmaktır. Bunun içindir ki söz konusu tefsir savunucuları Kur’anı yorumlarken öncelikle onun hidâyet yönünü ele almışlardır.


🥀 İçtimai Tefsir Eserleri : ( ÇIKMIŞ SORU ) 🥀


👉🏻 Muhammed Abdûh = Tefsiru’l-Kur’ani’l-Kerim


👉🏻 Muhammed Reşid Rızâ = Tefsiru’l-Menar


👉🏻 Ahmed Mustafa El-Meraği = Tefsiru’l-Meraği


👉🏻 Seyyid Kutub = Fizilali’l-Kur’an


👉🏻 Süleyman Ateş = Yüce Kur’anın Çağdaş Tefsiri


🥀 Ahkâm Tefsiri 🥀


👉🏻 İbâdât,Muamelat ve ukubatla ilgili ayetlerin izahlarıyla meşgul olup,söz konusu alana ait ayetlerden hükümler çıkarmaya çalışan tefsir çeşididir. Konusu Ahkâm ayetleridir. Ahkam ayetlerinin sayısı konusunda Gazzali ve er-Razi 500, bazıları 800, bazıları ise 200’e kadar indirmiştir.


🥀 Ahkâm Tefsirine Örnekler 🥀


👉🏻 İmam Şâfîi = Ahkamu’l-Kur’an’ı


👉🏻 EbûBekr El-Cessâs = Ahkamu’l-Kur’an’ı ( Casusun ahkâmı )


👉🏻 Ebû Bekr İbnu’l-Arâbî = Ahkamu’l-Kur’an’ı


👉🏻 El-Herrâsi = Ahkâmu’l-Kur’an’ı


🥀 Tarihi Tefsir 🥀


👉🏻 Muhammed İzzet Derveze ( et-Tefsiru’l-Hadis )


🥀 Bilimsel İlmi Tefsir ( Bilimsel tefsirin cevahirleri ) 🥀


👉🏻 İlmi tefsir alanında ve bu konuyu ele alan düşünür Gazali’dir. (Cevâhiru’l-Kur’an).
Fahreddin Razi , Suyuti, Muhammed bin Ebi’l-Fadl El-Mursî ve Mısırlı Tantavi Cevheri (el-Cevahir fi Tefsiri’l-Kur’an) ile zirveye ulaşmıştır.


🥀 Konulu Tefsirler 🥀


👉🏻 Mısırlı alim Emîn El-Hulî
Hermenötik (anlambilim)


🥀 KUR’AN’DAKİ KAPALI LAFIZLAR 🥀


🥀 Garibu’l-Kur’an: Az bilinen, nadir, yabancı, tuhaf. Garibu’l-Kuran ile ilgili ilk çalışmayı yapan: Nafi b. Ezrak


🥀 Mübhematü’l-Kur’an: ( ÇIKMIŞ SORU )


👉🏻 Kur’andaki yer, zaman ,kişi ve eşya isimleri çoğu zaman zikredilmemekte, ismi mevsul, ismi işaret ve zamirle üstü kapalı ifade edilmektedir. Böyle durumlarda ayetlerin kimi neyi kastettiği tam anlaşılamayabilir. Bu tür anlamı kapalı ayetleri açıklamakla ilgilenen Kur’an ilmidir.


🍓 Örnek: Hz. Ebu Bekir’in “Sıddık” olarak nitelenmesi


🥀 Mücmel-Mübeyyen: Bakara Suresi 228 ayetteki “Kuru” kelimesi hem hayız hem de temizlik haline işaret eder.


🥀 Emsâlü’l-Kur’an: Ayetlerdeki mana ve maksadın insan ruhunda iz bırakan ve hayranlık uyandıran biçimde özlü olarak ifade edilmesidir.Kur’anda bu kavram darb-ı mesel tamlamasıyla kullanılmış, açıklamak anlamına gelmektedir.Türkçede atasözü veya vecize olarak ifade edilmektedir.


🥀 Münâsebetü’l-Kur’an: Kur’anı Kerim’in tertibinin hikmetlerinin bilinmesini sağlayan manaların duruma uygunluğunu tahkik eden belagat ilminin özüdür.


👉🏻 Kur’an bölmeleri arasındaki uyumu,armoniyi ortaya koyan uzmanlık alanı ‘’tenasübü’l-âyât’’ ilmidir. Tek tek bir ayetin cüzleri arasında kezâ süre içinde bir takım teşkil eden ayet grupları arasında, daha büyük halkaların birbiri arasında, surenin baş harfi ile bu bölümleri , keza baş arafı ile sonu,hatta surelerin birbiri arasında mevcut münasebetlerini bu ilim dalı gösterir.


🥀 Aksamü’l-Kur’an: Yeminler. Kur’an’da 17 Surenin başında yemin bulunmaktadır.


🥀 Müşkülü’l-Kur’an: Çelişki varmış gibi görünen ayetler ( ÇIKMIŞ SORU )


🥀 Huruf-u Mukatta (Kesik Harfler): 27 Mekki, 2 tanesi Medeni toplam 29 surenin başında bulunur ( ÇIKMIŞ SORU )


🥀 Nâsih-Mensuh 🥀


🥀 Nesih ; sözlükte iki anlamı vardır.Bunlar; Bir şeyi ortadan kaldırmak (ref’) gidermek, yok etmek (izâle), iptal etmek ve değiştirmek (tebdil), diğeri ise bir şeyi bir yerden başka yere nakletmek anlamındadır.


👉🏻 Terim olarak ; Şer’î bir hükmü daha sonra gelen şer’i bir hükmün ortadan kaldırılmasıdır. Mensûh olan (değiştirilen, ortadan kaldırılan), ayetler kısımlara ayrılmaktadır. Bunlar;


👉🏻 • Hükmü mensuh metni baki ayetler: Nereye yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır. Yüzünü mescidi harama çevir ayeti neshetmiştir.


👉🏻 • Metni mensuh hükmü baki olan ayetler: Hz. Ömer tarafından rivayet edilen Recm ayeti


👉🏻 • Hem hükmü hem de metni mensuh ayetler: Ademoğlunun iki vadi dolu malı olsa bir üçüncüsünü de ister. Ademoğlunun gözünü ancak toprak doyurur. Tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder.


🥀 Mekki Sureler 🥀


👉🏻 Tevhit, ahiret inancı, güçsüzü koruyan ahlâk anlayışı, sabır ve direnç, Kella lafızları, Bakara ve Ali İmran hariç hurufu mukatta ile başlayan her sure, geçmiş ümmetlerin kıssaları, Kur’an’ın dörtte üçü 114/87 suresi Mekki


🥀 Medeni Sureler 🥀


👉🏻 Toplum hayatını düzenleyen ilkeler, namaz hariç diğer ibadetler, muamelata yönelik geniş açıklamalar, cihad ve savaşla ilgili hükümler 27 sure


🥀 Muhkem-Müteşabih 🥀


👉🏻 ‘’Onun ayetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar, Kitabın esasıdır. Ayetlerin bir kısmı da müteşabihtir. (Ali İmran 3/7)


🥀 Muhkem; Manasında teşabüh/müteşabihlik bulunmayan (hükmedilebilen) ve delalet ettiği mana açık olmasa da bilinebilen ayetlere muhkem ayetler denir.


🥀 Müteşâbih: Allah’ın ilmine ait olan fakat muradın ne olduğu tam olarak bilinmeyen; farklı vecihler taşıyan ve tek başına anlaşılmayan,başka beyana ihtiyaç duyan ayetlere denir. İbaresinde şüphe ve ihtimal bulundurur.


🥀 Müteşabih ayetler 3 kısma ayrılır bunlar;


👉🏻 • Anlaşılması mümkün olmayan,manasını yalnız Allah’ın bildiği müteşabihlerdir. Örneğin kıyametin ne zaman olacağı, dabbetü’larz’ın çıkışı ve özellikleri gibi ayetler bu türdendir.


👉🏻 • Bazı vesilelerle anlaşılan müteşabihlerdir. Bunlara garib lafızlar, anlaşılması zor, kapalı hükümler örnek olarak verilebilir.


👉🏻 • Hakikatini sadece ilimle derinleşmiş olan alimlerin bilebileceği müteşabihler. Bu tür ayetleri belli insanlar anlayabilmektedir.


🥀 Siyak : Bir sözün kullanılmasını gerekli kılan yada bu söze uygun düşen ortam anlamında kullanılmaktadır. ( ÇIKMIŞ SORU )


🥀 Sibak : Bir şeyin geçmişi, öncesi, üst tarafı, başlangıcı, dil açısından bir ifadenin öncesi, yukarısı gibi anlamlarda kullanılmaktadır.


🥀 Sibak’ul-Kelam : Sözün baş tarafıyla olan bağlantısı, sözün, öncesinden gelen mana, evveliyat gibi anlamlara gelir.


🥀 Siyak-Sibak 🥀


👉🏻 Öncesine ve sonrasına bakarak sözün hangi anlamda kullanıldığını tesbit etmeye çalışmak anlamına gelir. Sibak önceki, siyak ise sonraki
anlamına gelir.


🥀 Tebliğ ; Peygamberimizin Yüce Allah’tan aldığı vahyi insanlara en doğru ve en güzel şekilde ulaştırmasıdır.


🥀 Tebyin ; Onun kendisine verilen bilgi ve malumatları açıklaması,insanları aydınlatması,Kur’an’ın anlam ve maksatlarını ortaya koymasıdır.


🥀 İtikad : Başta iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kaza ve kadere, ahirete ait önemli konular ve inançla ilgili konular Kur’anda yer almaktadır.


🥀 İbadetler : Namaz,oruç,zekat vb. ayetler vardır.


🥀 Muâmelat: Toplumsal ilişkileri düzenleyen, alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikah ve boşanma konularına dair hükümler vardır.


🥀 Ukûbat : Düzeni bozan,insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak ederler. Kur’an’da da ceza üzerinde durulmaktadır.


🥀 Ahlâk : Kişilerin dünya ve ahiret mutluluğunun sağlanmasına birtakım ahlaki hükümlerdir.


🥀 Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemeleri konusunda tavsiyeler vardır.


🥀 Va’d ve Vaîd: Allah’ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükafatlandırılacaklarına, buyrukları terk edip yasakları çiğneyenlerin ise cehennemle cezalandırılacağı konusundaki hükümlerdir.


🥀 İlmî Gerçekler: İnsanlığa gerekli ilmi gerçeklerin ve tabiat konularının ilham kaynağını teşkil eden bazı ayetlerdir.


🥀 Kıssalar: Önceki ümmetlerin ve peygamberlerin hayatından söz eder.Bunu tarih kitabı gibi değil insanların ibret alacağı şekilde anlatır.


🥀 Dualar: İnsanın yapacağı işlerde sürekli Allah’ın yardımına muhtaç olduğu için Kur’anda çeşitli dualar da yer almıştır.


👉🏻 Fatiha Suresi Kur’andaki ana konuları öz olarak ihtiva ettiği için Ümmü’l Kitab (kitabın anası ve özü) olarak adlandırılmıştır.


👉🏻 İhlas Sûresi Kur’anın en temel konularından biri olan Tevhis bahsini özetlediği için Kur’anın Üçte biri olarak nitelendirilmiştir.


🥀 Vücuh: ( Bir kelimenin değişik yüzleri, anlamları )


👉🏻 Çeşitli anlamlarda kullanılan müşterek (çok anlamlı) lafızlar.


👉🏻 Örneğin: Sâlat kelimesinin Kur'ân'da beş vakit namaz , ikindi namazı , Cuma namazı, cenaze namazı , dua , din, kırâat , rahmet ve istiğfar, namaz kılınacak yer gibi farklı anlamlarda kullanılması


🥀 Nazair: ( Çok kelime kullandım Nazar etme )


👉🏻 Çok kelimenin aynı anlamda kullanılmasına denir.


👉🏻 Örneğin: Sakar, nâr, hutame, cahim, hâviye, saîr, lega kelimelerinin cehennemi ifade etmek için kullanılması


🥀 Hızlân: Allah’ın, buyruklarına boyun eğmeyen insanlardan yardımını kesmesi anlamında bir terimdir.


👉🏻 Kur’anda üç ayette geçer; Uhud gazvesinde Müslümanların yenilgisinden söz eden ayette zafer ve başarı için her türlü tedbirin alınmasından sonra Allah’a tevekkül etmenin gerektiği vurgulanmaktadır. (Ali İmran3/156-159).


👉🏻 O’nun yardım ettiği toplulukları kimsenin yenilgiye uğratamayacağı,kendi hallerine terkettiği grupları da ( hızlân) kimsenin zafere ulaştıramayacağı belirtilmekte başarı için kararlılık ve tevekkülle çalışmanın lüzumuna vurgu yapılmaktadır.(Ali İmran3/160).


👉🏻 Bir ayette de mübalağa siygasında kullanılmıştır. Şeytana nisbet edilerek şeytanın dostluğuna asla güvenilmeyen (hâzul) gizli bir düşman olduğu
bildirilmektedir. (Furkan 25/29).


👉🏻 Diğer bir ayette ise insan onuruna yakışmayan ve onu kula kul olma seviyesine düşüren şirkten söz edilirken Allah'tan başkasına tapınan kimsenin kınanmış ve kendi başına terkedilmiş mahzûl olacağı belirtilerek hem Allah’a hem de şahsiyetli (müminlere) izafe edilmektedir.(İsrâ 17/22)


🥀 Kur‘an‘ı Kerim‘de Şeytan: vesvâs, hannâs, racîm, ğarur ve merîd gibi isim ve sıfatlarla nitelendirilmiştir.


🥀 Şeytanın Nitelikleri:


👉🏻 1. Aldatıcıdır (Garûr): Kur’an’da Şeytanın aldatıcılığına bir çok yerde vurgu yapılmıştır.


👉🏻 2. Vesvese verendir. (Vesvâs): Şeytanın özelliklerinden bir tanesi de vesvese vermesidir.


👉🏻 3. İnananların Düşmanıdır. (Adüvv): Şeytan’ın insanla olan ilişkisi baştan beri düşmanlık üzerine kuruludur.


👉🏻 4. İnatçıdır. (Merîd/Mârid): Kur’an’da Şeytanın zikredilen bir diğer özelliği onun “inatçı” ve “ısrarcı” olmasıdır.


👉🏻 5. Nankördür. (Kefûr/Kâfir): Şeytan‘ın kur‘ân‘daki nitelemelerinden biri de onun nankörlüğüdür.


👉🏻 6. Saptırandır. (Mudill/Gâvîn/Fitne): Şeytan‘ın Allah‘tan kıyamete kadar izin istemesi sürecinde onun saptıracağına dikkati çeker.


👉🏻 7. Kovulmuş ve Lanetlenmiştir. (Mel’ûn/Medhur/Racîm/Mezûm/Sâğir): Kur‘ânda İblis/Şeytan, bulunduğu makamdan indirilmiş, yerilmiş, kovulmuş, aşağılanmış ve lanetlenmiştir.


🥀 Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Göndermeyi İfade Eden Lafızlar ( İrsal, Ba’s, İctibâ, Istıfâ)


🥀 1. İrsâl: Sözlükte “göndermek” demektir. Bu gönderme daha ziyade mektup veya bir şey göndermek suretiyle olur. Yani bu kelime “ba‘s” ten farklıdır.


🥀 2. Ba’s: Ba‘s da sözlükte “göndermek” anlamına gelir. Gönderene ve kendisine gönderilene has olmayan bir ihtiyaçtan dolayı birini bir başkasına göndermektir. Ba‘s, sadece akledenler hakkında kullanılır.


🥀 3. İctibâ: Erdemli davranışları birinin şahsında toplamaktır.


🥀 4. Istıfâ: Erdemli hareketleri seçip bir kişide yoğunlaştırmaktır.


🥀 VAHYİN GELİŞ ŞEKİLLERİ 🥀


🥀 a) Vasıtasız Vahiy: Hz. Peygamber, bazen vahyi arada bir aracı olmaksızın doğrudan Allah‘tan almıştır ( Şuara Suresi 51 )


👉🏻 1. Sadık Rüyalar: Hz. Aişe‘den nakledildiğine göre; Hz. Peygamber‘e vahyin gelişi bu şekilde başlamıştır.


👉🏻 2. Perde arkasından konuşma: Rivayetler hakkında ihtilaf olmakla birlikte Hz. Peygamber‘in Bakara suresinin son iki ayetini miraç gecesi bu şekilde aldığı ifade edilmiştir.


👉🏻 3. İlham yolu: Hz. Peygamber‘e ilham yoluyla da nazil olan ayetler ve kutsi hadislerdir.


🥀 b) Vasıtalı Vahiy: Hz. Peygamber, çoğu zaman vahyi Allah Teala‘dan bir aracı vasıtasıyla almıştır:


👉🏻 1. Uyku esnasında: Rivayet hakkında ihtilaf olmakla birlikte Hz. Enes‘ten nakledilen şu rivayete göre Kevser suresi bu şekilde nazil olmuştur.


👉🏻 2. Ses aracılığıyla: Hz. Aişe‘den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber‘e, bazen vahiy çıngırak veya zil sesi şeklinde nazil olmuştur.


👉🏻 3. Meleğin insan şeklinde gelmesi: Meşhur Cibril hadisinde olduğu üzere Hz. Peygamber, bazen vahyi meleğin kendisine insan suretinde gelmesiyle almıştır.


👉🏻 4. Cebrail’in asli suretiyle gelmesi: Hz. Peygamber, bazen de vahyi Cebrail‘in asli suretinde kendisine görünmesiyle almıştır.


🥀 Cebrail için şu gibi isim ve nitelemeler kullanılmıştır.

 

      1. Cibril
      1. Ruh
      1. Ruhu’l-Kuds
    1. Rasul



ŞİRK ÇEŞİTLERİ: 🍓


🌿 1-ŞİRK-İ İSTİKBAL: İki bağımsız ilahı kabul edenlerin şirki.


🌿 2-ŞİRK-İ TEBİZ: Allah’ın bir olduğunu söylemekle beraber ilahlardan mürekkep olduğuna inananların şirki.


🌿 3-ŞİRK-İ TAKRİB: Allah’ın bir olduğunu söylemekle birlikte Allaha yakınlık sağlamak için, Allahtan başkasına (heykellere, putlara) tapmak.


🌿 4-ŞİRK-İ TAKLİDİ: Önceki atalarını taklit ederek putlara ilah adını vererek tapmak.


🌿 5-ŞİRK-İ ESBAB: Kainattaki her şeyin Allah’ın değilde kendi kendine gerçekleşmesine inanmak.


🌿 6-ULUHİYYETTE ŞİRK: Allaha ortak tanımak, bir başka ilahı kabul etmek, Allah’tan başkasına dua ve ibadet etmek.


🌿 7-RUBUBİYETTE ŞİRK: Allaha ortak tanımak, sıfat ve fiilde ona eş tutmak.


🥀 Kur‘an bağlamında Hz. Peygamber‘e bu yönde yapılan ithamlar:


👉🏻 1.Şair,
👉🏻 2. Kahin,
👉🏻 3. Mecnun,
👉🏻 4.Sahir,
👉🏻 5. Esatir,
👉🏻 6. Effak,
👉🏻 7. Beşer öğretisi.


🥀 Hz. İsa ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen rivayetler: (ÇIKMIŞ SORU )


👉🏻 • Babasız olarak dünyaya gelmesi


👉🏻 • Kavmine zekâtı ve namazı emretmesi


👉🏻 • İsrail oğullarına peygamber olarak gönderilmesi


👉🏻 • Ruhu’l kudüsle desteklendiği


👉🏻 • Kıyamete yakın dünyaya döneceği Kur’an’da geçmez. ( Hadislerde geçer)


🥀 Es-Sebut Tuvel : En uzun 7 sure.


👉🏻 Bakara 👉🏻 Âl-i İmrân,
👉🏻 Nisa 👉🏻 Mâide,
👉🏻 En’âm 👉🏻 A'râf,
👉🏻 Enfâl 👉🏻 Tevbe


🥀 Bazı âlimler Enfal-Tevbe yerine Yunus sûresini koymaktadırlar.


🥀 El-Miun : Bir gruptan sonra gelen ayet sayısı 100' e yakın olan sureler.


🥀 El-Mesani : Ayet sayısı yüzden az olan sureler.


🥀 El-Mufassal : Besmele ile sık sık ayrılan, Kaf-Nas arası sureler.

 

    • ALINTISIZ VE ETİKETSİZ BİR ŞEKİLDE NOTLARIMIN PAYLAŞILMASINA RIZÂM YOKTUR!



Paylaşan: Aydın Ayaş (13.04.2024, 21:00)


OLAY VE ÂYET İRTİBATI 🍓


🌸 UHDUD OLAYI
👉🏻 BURUC SURESİ


🌸 NESİ UYGULAMASI
👉🏻 TEVBE SURESİ


🌸 GİZLİ DAVET BAŞLANGIÇ
👉🏻 MÜDDESSİR 1-5


🌸 AKRABALARA TEBLİĞ
👉🏻 ŞUARA 214


🌸 GARANİK OLAYI
👉🏻 NECM 19-20


🌸 İBN-İ MEKTUM OLAYI
👉🏻 ABESE SURESİ


🌸 KIBLENİN DEĞİŞMESİ
👉🏻 BAKARA 144


🌸 BATN-I NAHLE SERİYYESİ
👉🏻 BAKARA 217


🌸 BEDİR SAVAŞI
👉🏻 AL-İ İMRAN VE ENFAL SURESİ


🌸 UHUD SAVAŞI
👉🏻 AL-İ İMRAN SURESİ


🌸 BENİ NADİR GAZVESİ
👉🏻 HAŞR SURESİ


🌸 HENDEK SAVAŞI
👉🏻 AHZAB SURESİ


🌸 İFK HADİSESİ
👉🏻 NUR SURESİ


🌸 HUNEYN GAZVESİ
👉🏻 TEVBE SURESİ


🌸 TEBÜK SEFERİ
👉🏻 TEVBE SURESİ


🌸 HUDEYBİYE ANTLAŞMASI
👉🏻 FETİH SURESİ


🌸 HEYETLER YILI
👉🏻 NASR SURESİ
ثني 🪷
Paylaşan: Aydın Ayaş (13.04.2024, 21:05)

 

Soru & Cevap (Be Kind To Your Mind ...)

04 Mayıs 2024 (14:37)

⚠️ Medine'de vahiy katipliği yapan ilk sahabe ?
✅ Ubey b. Kab

⚠️ Fi zilâl' il Kur'an tefsirinin yazarı?
✅ Seyyid kutub.

⚠️ Tehfim'ül Kur'an adlı tefsir çalışması kime aittir?
✅ Mevdudi.

⚠️ Kur'an da bilimsel hakikatleri içeren ayetlere ne denir ?
✅ Kevnî ayetler.

⚠️ Medariku't Tenzil ve Hakiku't tevil isimli tefsir kime aittir?
✅ Nesefi

⚠️ Kur'an da bir kavramın veya konunun bütüncül olarak ele alınmasını ön gören tefsir türü?
✅ Konulu tefsir metodu

⚠️ Burhani tevilinin İslam düşüncesindeki en meşhur kuramcısı kimdir?
✅ İbn rüşd

⚠️ Kur'an ın mucizevi yönleri nelerdir?
✅ Dil ve nazım yönüyle icaz.
✅ İlmi icaz.
✅ Gaybi icaz.
✅ Medeniyet inşası yönüyle icaz .

⚠️ Usul âlimleri müteşabih ayetleri kaç kısma ayırmıştır?
✅ 1. Muhkemlerle karşılaştırıldığında manası bilinebilenler.
✅ 2. Hakikatini bilmeye imkan bulunmayanlar.


⚠️ İslam Alimleri vahyin çeşitlerini nasıl ayırmış lar ' dır?
✅ 1. Metlüv ( okunan ).
✅ 2. Gayri metlüv ( okunmayan ).

⚠️ Mükaşafe nedir?
✅ Kalp ( ❤️ ) gözünün açılması,gayb âleminin görülmesi.

⚠️ Medine döneminde kaç kişi Vahiy katipliği yapmıştır ?
✅ (65)

⚠️ Mekke'de ki ilk vahiy katibi kimdir?
✅ Abdullah b. sa'd Ebi sarh ' tır.

⚠️ Medine'de ilk vahiy katibi kimdir?
✅ Ubey b. Kab tır.

⚠️ El hadari nedir?
✅ Hz. Pey. Seferde ve misafirlikte bulunmadığı zamanlarda inen vahiylerdir.

⚠️ En- nehâri nedir?
✅ Gündüz nazil olan vahiylerdir.


✨ Delilsiz olarak Allah ın muradı konusunda kesin yargı ya varmamak
👉🏻( Rey ). 🍒

✨ Hermenötik : hristiyan ilahiyatında kutsal kitabın tefsiri 🍒
👉🏻 Kökeni; Yunan 🍒

✨ Kur'an ın bir cilt halinde toplanmasının en önemli sebebi ...
👉🏻 Yemame savaşı 🍒

✨ Nüzul sırasına göre yazılan tefsir;
👉🏻 Et ' tefsirul hadis - İzzet derveze 🍒

🌹You can if you want 🌹

AÖF Konu Anlatımı
Videonun sağındaki 3 uzun çizgi üzerine tıklayınca bütün üniteler görünür.
Arif Arslaner
Videonun sağındaki 3 uzun çizgi üzerine tıklayınca bütün üniteler görünür.
MAGGOG ÜNİTE ÖZETİ 06: Tefsir Ekolleri

GİRİŞ

Ekol kavramı, bir bilim ve sanat dalında ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem ve akım anlamına gelmektedir. Tefsîr alanıyla ilgili olarak tefsîr ekolleri kavramı, tefsîr ilmi içerisinde müstakil niteliklere ve özelliklere sahip; kendi içinde yöntem ve prensipleri bulunan; ayrıca belli temsilcileri ve literatürü olan akım ve okullara verilen isimdir. Bu ekollerin ortaya çıkıp gelişmesinde birçok etken vardır. Ancak bunlar arasında en önemli etken, temsilcilerinin interdisipliner (değişik ilimlerde ihtisas sahibi) şahıslar olmasıdır. Söz konusu tefsîr ekollerini, klasik ve çağdaş şeklinde iki kısma ayırıyoruz. Klasik dönem, 19. yüzyıl öncesini; çağdaş dönem ise sonrasını içine almaktadır. Klasik tefsîr ekolleri, üç temel başlıkta incelenmektedir: Mezhebî Tefsîr Ekolleri (Mutezilî, Şîî, Hâricî ekoller), Fıkhî tefsîr ekolü ve İşârî Tefsîr ekolü. Çağdaş tefsîr ekolleri ise konulu tefsîr ekolü, bilimsel tefsîr ekolü ve ictimâî tefsîr ekolü olarak üç kısımda ele alınmaktadır.

KLASİK TEFSİR EKOLLERİ

Çağdaş döneme kadar gelişen bu akımlar, klasik tefsîr ekolleri olarak adlandırılır. Bu ekoller, mezhebî (kelâmî) tefsîr ekolleri, işârî tefsîr ekolü ve fıkhî tefsîr ekolüdür.

Mezhebî (Kelâmî) Tefsîr Ekolleri: İslâm terminolojisinde mezhep, dinin itikâdî ve amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü yaklaşımlara sahip olan düşünce sistemine verilen isimdir. İtikâdî mezhepler, Ehl-i Sünnet ve Ehl-i bidat olarak iki kısma ayrılmaktadır. Ehl-i Sünnet mezhebi, İslâm ümmetinin çoğunluğunun tabi olduğu hak mezheptir. Bunun dışında kalan mezhepler de Ehl-i bidat mezhepleri olarak kabul edilmiştir. Her bir mezhep, kendi doktrinlerinin ve görüşlerinin doğruluğunu ispat etmek için Kur'ân'a ve Sünnete başvuruyorlardı. Mezhepler ve Kelâm tarihinde itikâdî mezheplerin sayısı çok fazla olmakla birlikte, biz burada Kur'ân tefsîrinde önem arzeden Mutezile, Şîa ve Hâricîyye ekolleri hakkında kısaca bilgi vereceğiz.

• Mutezilî Tefsîr Ekolü: Mutezile, Emevîler zamanında, hicri ikinci asırda Hişam b. Abdülmelik zamanında yaşayan Vâsıl b. Ata'nın kurmuş olduğu mezheptir. Mutezile, düşünce sistemini "usûl-i hamse" (beş temel prensip) üzerine kurmuştur. Bu beş prensip, tevhid (Allah'ın zatında, sıfatlarında ve eylemlerinde tek olduğu inancı), adalet (Allah' ın hayrı yapması, şerrin meydana gelmesinde etkisinin olmaması), va'd-vaid (Allah'ın sözüne sadık kalması), menzile beynel menzileteyn (büyük günah işleyenin ne kâfir ne de mümin olacağı yani, fasık olduğu) ve emr-i bil ma'ruf ve nehyi ani'lmünkerdir (iyiliği emretmek, kötülüklere engel olmaktır). Mutezile'nin Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen temel görüşleri şunlardır: Kaderi inkâr ederler. İnsanın mutlak iradeye sahip olduğunu; kendi eylemlerini yarattığını benimserler. Allah'ın hayrı yarattığına; şerri yaratmadığına inanırlar. Allah'ın bazı kadim sıfatlarını ona nispet etmezler. Tövbe etmeden ölenlerin bağışlanmayacağını ve fasığın ebedi olarak cehennemde kalacağını savunurlar. Mutezile âlimleri, tefsîr yöntemi açısından, âyetleri öncelikle dilbilgisi ve belağat ilmi açısından açıklamışlardır. Ancak zâhir anlam konusunda -doktrinlerine ters düşen- bir problemle karşılaştıklarında mecaza başvurarak te'vîl yoluna gitmişlerdir. Önemlileri şunlardır:

  • Ebû Müslim el-Isfahânî: Câmiü't-Te'vîl li Muhkemi't-Tenzîl;
  • Kâdî Abdulcebbâr: Tenzîhu'l- Kur'ân ani'l-Metâ'in;
  • Şerif Murtezâ: Ğureru'l- Fevâid ve Dureru'l-Kalâid;
  • Zemahşerî: el-Keşşâf an Hakâiki't-Tenzîl.

• Şiî Tefsîr Ekolü: Şîa, kelime olarak "taraftar" anlamına gelip terim olarak ise Hz. Peygamber (sav)'in vefatından sonra Hz. Ali ve Ehl-i beytini halifeliğe layık gören ve halifelerin Hz. Ali soyundan gelmesi gerektiğine inanan topluluğun genel adıdır. Bu mezhebin temel görüşleri şunlardır: Onlar, imâmların günahtan korunduklarına (masum), 12. imâmın ahir zamanda ortaya çıkacağına ve Şîîleri kurtaracağına (mehdî muntazar); mehdînin ortaya çıkışından sonra Hz. Peygamber (sav), Hz. Ali, Hasan, Hüseyin (ra) ve hatta tüm imâmların tekrar dünyaya döneceğine (ricat); mehdînin dönüşüne kadar düşmanlarından korunmak için kendilerini gizleyip, olduklarından farklı görünmeleri gerektiğine (takiyye) inanırlar. İmâmiye Şîasının tefsîr anlayışı, başta imâmet olmak üzere yukarıdaki temel inançlarıyla doğrudan ilgilidir. Onlara göre, imâmet, vahiy kurumunun devamı niteliğindedir. İmâmiye Şîasının en önemli tefsîrleri şunlardır:

  • El-Kummî: Tefsîru'l-Kummî;
  • Ebû Cafer et-Tûsî: et-Tibyân fi Tefsîri'l-Kur'ân;
  • Tabressi: Mecmeu'l-Beyan fi Tefsîri'l-Kur'ân;
  • Tabatabai: el-Mizan fi Tefsîri'l- Kur'ân.

• Haricî Tefsîr Ekolü: Üçüncü halife Hz. Osman’ın şehid edilmesinden sonra yeni halifenin seçimi konusunda sahabe arasında ihtilaf baş göstermiş, bir kısmı Hz. Ali’nin; bir kısmı da Hz. Muaviye’nin halife olmasını istemiştir. Tartışmalar büyümüş, sonra iki grup Sıffin savaşını yapmıştır. Yenilmek üzere olan Hz. Muaviye’nin hilesiyle bilirkişinin hakemliğine başvurulması önerilmiş, bu nedenle Amr b. As ve Ebû Musa el-Eşari hakem tayin edilmiştir. Bu olaya tarihte “tahkim olayı” denmektedir. Tahkim olayını Hz. Ali’nin kabul etmesinden dolayı Hz. Ali taraftarları (Şîa) arasından hilafetin zaten Hz. Ali'ye ait olduğunu; onun bu tahkim olayını kabulüyle hata ettiğini ileri süren ve Şîa'dan ayrılan yeni bir fırka oluşmuştur. "Hüküm, Allah'ındır" sloganıyla ayrılan fırka, Hz. Ali'den ayrılmasına nispetle de Hâriciyye olarak isimlendirilmiştir. Esasen itikâdî ve siyasi bir mezhep olan Hâricîler, temelde Şîa'nın fikirlerini benimsemekle birlikte kendilerine özgü düşünceleri de vardır. Onlara göre Kur'ân, lafzıyla kesin bir kanun olup te'vîl veya tefsîre ihtiyaç göstermeksizin lafzi hüviyetiyle değişmez bir şekilde hem itikâdî hem de amelî hayat için yegane bir nizamdır. Hâricîlere ait birkaç tefsîr yazıldığı kaynaklarda geçmesine rağmen bunlar günümüze kadar ulaşamamışlardır. Günümüze gelen tefsîr sadece, İbaziye koluna mensup olan Muhammed b. Yusuf Itfiyyiş'in Himyanü'z-Zad ila Dari'l-Mead isimli 13 ciltten oluşan matbû tefsîrdir.

İşârî Tefsîr Ekolü: Bir nesneyi gösterme, bir anlamı üstü kapalı bir şekilde ifade etme, dolaylı ve kinayeli bir sözle anlatma" gibi anlamlara gelen işaret kavramı. Tasavvufun temel açıklama biçimi olan "işaret" kavramından hareketle tefsîr alanında bir akım olarak gelişen işârî tefsîr ise, keşf, ilham ve sezgi yoluyla elde edilen bâtıni/ledünni bilgiyle Kur'ân âyetlerinin bir kısmını veya tamamını yorumlama yönteminin ismi olmuştur. İşârî tefsîr yöntemi, Kur'ân'ı mutasavvıfların (sufilerin) yorumlama tarzıdır. İşârî tefsîr akımı, tasavvufun gelişimiyle paralellik arzetmektedir. Tasavvuf tarihi, üç dönem olarak telakki edilmektedir. Zühd ve takva dönemi olarak adlandırılan birinci dönem, basit düzeyde zâhidin ahlak ve takvasını geliştirme üzerine yoğunlaşmaktadır. İkinci dönem ise tasavvufun sistemleştiği ve kurumsallaştığı dönemdir. Bu dönemde tasavvuf kendi literatürü içerisinde gelişirken diğer taraftan da işârî tefsîre yönelik müstakil eserler ortaya çıkmaya başlamış ve zamanla gelişmiştir. Tasavvufun son dönemi ise onun felsefileşmesi ve nazarî bir sistem haline gelmesidir. Sufilere göre Kur'ân'ın kelime, lafız ve cümlelerinin ilk bakışta akla gelen zâhirî anlamlarından başka sûfinin tasavvuftaki bilgi (marifet) derecesine göre halka halka genişleyen bâtınî manaları da vardır.

Buna göre işârî tefsîr de ikiye ayrılır: İşârî sufi tefsîr ve nazarî sufi tefsîr. Birincisi âyetlerin, mutasavvıfların ilham ve keşf yoluyla elde ettikleri ve zâhirî manaya ters düşmeyen bâtınî bilgiyle tefsîr edilmesidir. İkincisi ise felsefîleşmiş nazarî tasavvuf ehlinin nazariyelerini desteklemek için âyetlere getirdikleri bâtınî şahsî yorumlardır. İşârî tefsîrin kabul görmesi için müfessirler, şu şartları ileri sürmüşlerdir: Bâtınî anlamın, zâhirî anlama ters düşmemesi, Bâtınî anlamın doğruluğunu teyid eden aklî veya naklî bir delilin bulunması. Bâtınî manaya aykırı dini veya akli bir delilin bulunmaması. Zâhirî mana olmaksızın sadece bâtınî mananın kastedildiğinin iddia edilmemesi gerekmektedir. En önemli işârî tefsîrler şunlardır:

  • Sehl b. Abdullah et- Tüsterî: Tefsîru’l- Kur’âni’l-Azîm;
  • Abdurrahman es- Sülemî: Hakâikü’t-Tefsîr;
  • Kuşeyrî: Letâifü’l-İşârât;
  • Necmüddin ed-Dâye: Bahru’l-Hâkaik ve’l-Me’ânî;
  • Nimetullah Nahcivânî: el-Fevâtihu’l-İlâhiyye;
  • İsmail Hakkı Bursevî: Rûhu’l- Beyân.

Fıkhî Tefsîr Ekolü Kur'ân'da itikâdî, ahlakî, iktisadî, kevnî vb. alanlarla ilgili âyetler bulunduğu gibi, ibadet ve hukukla ilgili âyetler de mevcuttur. Söz konusu âyetlere "ahkâm âyetleri" ismi verilmektedir. İbâdât, muamelat (hukuk) ve ukubat (cezalar) ile ilgili olan bu âyetler, esasen Fıkıh (İslâm Hukuku) ilminin konusudur. Bu ilim, Hz. Peygamber (sav) döneminden başlayarak gelişmiş, zamanla mezhepler oluşmuş; bunlar içerisinde Hanefi, Şâfiî, Maliki ve Hanbeli mezhepleri sistemleşerek günümüze kadar gelmişlerdir.

Fakihler, tefsîr alanında sadece Kur'ân'daki ahkâm âyetlerini tefsîr etme mantık ve mantalitesiyle yorum yapan bir akım geliştirmişlerdir. Bu akım, "fıkhî tefsîr ekolü"; literatürü de "Ahkâmü'l-Kur'ân" adıyla anılmaktadır. Fıkhî tefsîrler, yapısı itibariyle iki kısma ayrılmaktadır. Bir kısmı, Kur'ân' ın bütününü tefsîr etmekle beraber ahkâm âyetlerine ağırlık vermişlerdir. Diğer bir kısmı ise sadece ahkâm âyetleriyle kendini sınırlayıp bu âyetlerin tefsîrini yapanlardır. Meşhur olan bazı ahkâm tefsîrleri ve yazarları şunlardır:

  • İmâm Şâfiî: Ahkâmü'l-Kur'ân;
  • Tahavî: Ahkâmü'l-Kur'ân;
  • Cessâs: Ahkâmü'l-Kur'ân;
  • İl-Kiyâ el- Herrâsî: Ahkâmü'l-Kur'ân;
  • Ebubekir İbnü'l-Arabî: Ahkâmü'l-Kur'ân;
  • Kurtubî: el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'ân;
  • Sâbûnî, Muhammed Ali: Revaiü'l-Beyan fi Tefsîri Ahkâmi'l-Kur'ân.

ÇAĞDAŞ TEFSİR EKOLLERİ

19. yüzyıl sonrası gelişen bu akımlara, çağdaş tefsîr ekolleri denmektedir ki bunlar, konulu tefsîr ekolü, ictimâî tefsîr ekolü ve bilimsel tefsîr ekolüdür.

Konulu Tefsîr Ekolü Arap tefsîr literatüründe "et-tefsîru'l-mevzûî" olarak geçen "konulu tefsîr", Kur'ândaki bir konuyu, Kur'ân'ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde belli usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koyma yöntemine verilen isimdir. Konulu tefsîr çalışması, gerek Arap dünyasında ve gerekse ülkemizde en fazla önemsenen yöntemlerden birisidir. Hem ilgili ekolün yöntem ve tarihi; hem de bu yöntemle yapılan pratik yüzlerce çalışma mevcuttur. İlahiyat alanının tefsîr yüksek lisans, doktora, doçentlik ve profesörlük düzeyindeki çalışmalarının da en önemli kısımlarından birini teşkil etmektedir.

Konulu tefsîr yöntemi, temelde üç kısma ayrılmaktadır:

  • Kur’ân merkezli konulu tefsîr: Bu da kendi içinde şu kısımlara ayrılmaktadır:
    • a. Konu tefsîri: Bu, kavram tefsîrinden daha kapsamlı ve geniş çerçevelidir.
    • b. Kavram tefsîri: Bu ise konu tefsîrinden daha dar çerçevelidir.
  • Sûre merkezli konulu tefsîr: Sûre merkezli konulu tefsîr, iki kısma ayrılır:
    • a. Sûredeki tek konunun tefsîri.
    • b. Sûrenin tüm konularının tefsîri.
  • Âyet merkezli konulu tefsîr: Kur’ân’daki bir âyet merkeze alınarak onunla ilgili diğer âyetlerden; ayrıca sünnet, sahabe ve tabiun sözleri, başka müfessirlerin görüşleri ve sair referanslardan hareketle âyeti bütün yönleriyle inceleme şeklinde gerçekleştirilir.

Pratik çalışmalar çok fazla olduğu için sadece konulu tefsîri yöntem olarak inceleyen çalışmalardan bazılarını kaydedelim:

  • Müslim, Mustafa: Mebâhis fi Tefsîri’l- Mevzûî;
  • Fuda, Mahmud Besyuni: et-Tefsîru’l-Mevzûî ve Menhecü’l-Hakk fi Hidâyeti’l-Halk;
  • Hicazi, Muhammed: et-Tefsîru’l- Mevzûiyye fi’l-Kur’âni’l-Kerim;
  • Demirci, Muhsin: Konulu Tefsîre Giriş;
  • Güven, Şahin: Konulu Tefsîr Metodu.

İctimâî Tefsîr Ekolü: Kur'ân'ın bir hidâyet kitabı olduğu düşüncesinden hareketle mesajını doğrudan bütüncül olarak insanlara ulaştırmayı ve toplumdaki sosyal, siyasal ve kültürel sorunlara Kur'ân'dan çözüm üretmeyi amaçlayan akıma verilen isimdir. İctimâî tefsîr ekolünün en belirgin yönü, tefsîrde donukluğu ve durgunluğu aşmak; mesajın ötesindeki faydasız gramatik polemikler ve ileri detaylardan uzaklaşarak doğrudan mesaja yoğunlaşmaktır. Bir diğeri ise yaşanan çağda ortaya çıkan problemlere Kur'ân çerçevesinde çözüm üretmektir. 19. yüzyılın son çeyreğinde pozitivizmin etkisiyle aklın sadece bilim, teknoloji ve pozitif ilimlerle özdeşleştirilmesine bir reaksiyon olarak ortaya çıkan ictimâî tefsîr ekolü, Kur'ân'ın ve İslâm'ın akla önem verdiğini öne çıkarmaya çalışmıştır. Bunlar, hidâyeti ve mesajı ön plana çıkarma bakımından müspet bir yöne sahip olmalarına rağmen fazla akılcılıktan dolayı bazı yanlışlıklara da düşmüşlerdir. Bu ekole göre yazılmış tefsîrlerin en önemlileri şunlardır:

  • Muhammed Abduh, Reşid Rıza: Tefsîru'l-Menâr;
  • Mustafa Merâğî: Tefsîru'l- Merâğî;
  • Kutup, Seyyid: Fi Zilali'l-Kur'ân.

Bilimsel Tefsîr Ekolü: Kur'ân'a göre âyetler iki türlüdür: Birincisi, kavlî (sözlü) ve kitabî (yazılı) âyetlerdir ki bu Kur'ân'dır. İkincisi ise kevnî âyetlerdir; yani Allah'ın yarattığı evren, insan, hayvan ve bitkiler gibi tüm yaratıklardır. Arap dünyasında "et-tefsîru'l-ilmî" ismiyle anılan akım, Türkiye'de "ilmî tefsîr" ve "bilimsel tefsîr" adlarıyla anılmaktadır. Ülkemizde ilim ve bilim kelimesi arasında, kullanım itibariyle ciddi bir ayrım bulunmaktadır. İlim, daha ziyade dini ilimlerle ilişkilendirilirken bilim, pozitivizmin etkisiyle daha çok pozitif ilimlerle ilişkilendirilmektedir. Bu yüzden "bilimsel tefsîr ekolü" ismi daha çok tercih edilmektedir. : Bilimsel tefsîr, Kur'ân'daki evren, insan ve canlılarla ilgili kevnî âyetlerin, pozitif bilimlerin verileriyle tefsîr edilmesini amaçlayan akım ve ekole verilen isimdir.

Tarihte bilimsel tefsîr konusunda en önemli şahsiyet olarak Gazali gösterilmektedir. O, gerek İhya ve gerekse Cevahiru'l-Kur'ân adlı eserlerinde gelmiş geçmiş tüm ilimlerin Kur'ân'da bulunduğunu; Allah' ı ve Kur'ân' ı tanımak için bütün ilimlerin bilinmesinin gerekli olduğunu savunmuştur.

Bilimsel tefsîr yöntemine karşı bazı eleştiriler yapılmıştır. Meselâ Şatibî, bilimsel tefsîre yönelen kişilerin sınırı aştığını; bütün ilimlerin Kur'ân'da yer aldığı iddialarının doğru olmadığını; sadece o dönemin Araplarının bildiği şeylerin var olabileceğini belirtmektedir.

Bilimsel tefsîr ekolünün en önemli temsilcileri ve eserleri şunlardır:

  • Cevherî, Tantâvî: el-Cevâhir fi Tefsîri'l-Kur'ân.
  • Ahmed Muhtar Paşa: Serairu'l-Kur'ân.
  • Muhammed b. Ahmed el-İskendarani: Keşfu'l-Esrari'n-Nuraniyyeti'l- Kur'âniyye.
  • Seyyid Abdurrahman Kevakibi: Tabâiu'lİstibdâd ve Masariu'l-İsti'bâd.
MAGGOG ÜNİTE ÖZETİ 07: Kur’ân Lafızlarına Dair İlimler

Giriş

Kur’ân, Arapça bir kitaptır. Arap dilinin tüm özelliklerini bünyesinde en mükemmel şekliyle taşır. Kur’ân’ın hem sözlü, hem de yazılı şekli, manalarla yüklüdür; bir anlamda, lafız ve manadan oluşur. Kur’ân lafızları, manalarının kalıplarını oluşturur; mesajı ve manayı aktaran ve yüklenen araçlardır. Kur’ân’ın anlaşılması lafız düzeyinde başlar. Lafızları çeşitleri ve özellikleri ile bilmek, anlamanın başlangıcını teşkil eder. Arap dilinde lafız, isim, fiil ve edat olmak üzere üç kısma ayrılır.

Morfolojik olarak Arapça, baştan, ortadan ve sondan eklemeli bir dildir. Bu yüzden de çekim şekilleriyle her üç grup (isim, fiil ve edat) için engin bir çeşitlilik ve anlam zenginliğine sahiptir. Çünkü her bir morfolojik kalıp, kelimenin sözlük anlamı yanında kalıp (siğa) anlamını yüklenir. Kelime düzeyinin bir ileri derecesi terkip (tamlama), boyutudur. Bu da sıfat ve isim tamlaması olarak ikiye ayrılır. Terkibin bir ileri boyutu, cümledir. Bu da isim ve fiil cümlesi olarak iki kısma ayrılır. Cümleler birleşir, paragrafları oluşturur; paragraflar pasajları, pasajlar da metni meydana getirir.

Sarf, Nahiv, Belağat ilimleri ile Arap dilinin alt dilbilim dalları, Kur’ân’ın lafız düzeyindeki boyutlarıyla ilgilenmesine ve prensiplerini koymasına karşılık Tefsîr ilmi içinde müstakil olarak özellikle sorunlu alanlar için çeşitli Kur’ân ilimleri gelişmiştir.

Kur’ân Lafızları (Elfâzu’l-Kur’ân)

Elfâzu’l-Kur’ân ifadesi, burada sıradan Kur’ân kelimeleri anlamını karşılamak için kullanılan bir ifade değildir. Bir tefsîr terimi olarak Elfâzu’l-Kur’ân, her biri kendi içinde müstakil bir çeşit olan ve belli prensip ve kurallara sahip lafız türlerini karşılayan bir kavramdır. Bu tanım kapsamına giren Kur’ân lafızları, yüklendiği anlamlar açısından ya temel anlama ya da yan anlamlara gelirler. Temel anlam, hakîkî anlam; yan anlamlar da mecâzî, isti’âri, kinâî ve teşbîhî anlam kavramlarıyla ifade edilir. Kelimelerin anlamının geniş veya dar olan kısımları için âmm (genel anlamlı) lafız veya hâss (dar anlamlı) lafız kavramları kullanılır. Kur’ân lafızlarının yaşadığı toplumda az kullanıldığı veya yabancı kaynaklı olduğu için anlaşılması zor olan kapalı lafızları garîb; Kur’ân’da ismi açıkça zikredilmeyip kapalı ifadelerle zikredildiğinden kapalı kalan lafız ve ibareleri müphem denir. Kur’ân’da sözü söyleyenin açıklamadığı sürece anlaşılamayan lafızları da mücmel kavramlarıyla karşılamaktadır ki birincisi için Garîbu’l-Kur’ân, ikincisi için Mübhemâtü’l-Kur’ân, üçüncüsü için ise Mücmel- Mübeyyen ismiyle birer Kur’ân ilmi oluşmuştur.

Kur’ân’ın anlaşılmasında bir kelimenin temel (hakîkî) anlamında mı yan anlamında mı kullanıldığını bilmek, son derece önemlidir. Hakîkat, “hakka” kelimesinden türemiş olup sözlükte, “gerçek, öz, temel, asıl” gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak hakîkat, bir kelimenin dilde konulduğu ilk ve temel anlamında kullanılmasıdır. Mecâz ise, sözlükte “bir şeyi aşmak, geçmek” anlamına gelen “câze” fiilinden türemiş olup terim olarak, kelimenin, hakîkî anlamıyla arasındaki bir ilgiden ve hakîkî anlamın kastedilmesine engel olan bir karîneden dolayı hakîkat anlamı dışında başka bir manada kullanılmasıdır.

Kelimenin hakîkat anlamı asıldır. Hakîkat; dil, din ve örf bağlamında üç çeşide ayrılır ve her bir çeşidin karşısında da mecâz türü yer alır:

  • Luğavî hakikat
  • Şerî/dînî hakîkat
  • Umûmî örfî hakikat
  • Husûsî örfî hakîkat

Luğavî hakîkat: Lafzın umûmî dilde konulduğu anlamda kullanılmasıdır. Bunun karşısında ise luğavî mecâz vardır; bu ise lafzın umûmî dilde konulduğu mananın dışında bir anlamda kullanılmasıdır.

Şerî/dînî hakîkat, kelimenin din dilindeki terim anlamıyla kullanılmasıdır. Bunun karşısında ise şerî/dînî mecâz vardır. Bu ise şerî hakîkî anlamın dışında başka bir anlamda kullanılmasıdır.

Umûmî örfî hakîkat, kelimenin luğavî hakîkatın dışında umûm olarak insanların dilinde kazandığı anlamda kullanılmasıdır. Bunun karşısında ise umûmî örfî mecâz olup lafzın, umûmî örfî hakîkatın dışındaki bir anlamda kullanılmasıdır.

Husûsî örfî hakîkat, kelimenin özel bir bilim ve sanat dalında kazanmış olduğu terim anlamında kullanımıdır. Bunun karşısında ise husûsî örfî mecâz olup lafzın bu anlamın dışında kullanımıdır.

Mecâz, aklî ve luğavî olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır:

Aklî mecâz, hakîkî failine isnâdına mani bir karînenin bulunması şartıyla, bir alakadan dolayı bir eylemin gerçek failinden başkasına isnâd edilmesidir.

Luğavî mecâz, bir alaka vasıtasıyla ve hakîkî anlama engel bir karinenin bulunmasıyla lafzın konulduğu mananın dışında bir anlamda kullanılmasıdır. Bu da iki kısma ayrılır: İsti’âre ve mecâz-ı mürsel.

İsti’âre, sözlükte “birinden bir şeyi ödünç almak” anlamına gelir. Terim olarak isti’âre, benzerlik alakasından ve hakîkî anlamın kastedilmesine engel bir karîneden dolayı, kelimenin hakîkî anlamının dışında kullanılmasıdır. İsti’âre, isti’âre-i müfrede ve isti’âre-i mürekkebe olarak ikiye ayrılır:

1. İsti’âre-i müfrede: Lafız düzeyinde yapılan isti’âredir. Bu da 2'ye ayrılmaktadır:

İsti’âre-i asliyye: kullanılan lafzın türemeyen (camid) bir isim olduğu isti’âre çeşididir.

İsti’âre-i tebeiyye: kullanılan lafzın türemiş (müştak) isim, fiil ve edat olduğu isti’âre çeşididir.

İsti’âre-i müfrede ayrıca açık ve kapalı diye de 2'ye ayrılmaktadır:

İsti’âre-i musarraha (açık isti’âre): İsti’âre unsurlarından müste’ârun minhin zikredildiği isti’âredir.

İsti’âre-i mekniyye (kapalı isti’âre): Müste’ârun minhin hazfedildiği, ama ona bağlı bir unsurun zikredildiği isti’âre çeşididir.

2. İsti’âre-i mürekkebe (isti’âre-i temsiliyye): Terkip (tamlama) düzeyinde yapılan isti’âredir. Yani bir terkibin, asıl manası dışında bir manada kullanılmasıdır.

Bunların dışında isti’âre, müste’ârun bih ve müste’ârun lehin ek özelliklerinin zikredilip zikredilmemesine göre üç kısma ayrılmaktadır:

1) İsti’âre-i mutlaka: Müste’ârun leh ve müste’ârun minhin ek özellikleri zikredilmeyen isti’âreye denir.

2) İsti’âre-i muraşşaha: Müste’ârun minhin sıfatlarının veya unsurlarının yer aldığı isti’âre çeşididir.

3) İsti’âre-i mücerrede: Müste’ârun lehin sıfatlarının veya unsurlarının yer aldığı isti’âre çeşididir.

Mecâz-ı mürsel, alakası benzerliğin dışında bir şey olan ve bir karineden dolayı hakîkî mananın dışında bir manada kullanılan luğavî mecâz çeşididir. Mecâz-ı mürselde alaka, benzerliğin dışındaki başka unsurlardır ki bunların sayısı çoktur. En önemlileri şunlardır: Sebeb-müsebbeb (sebebsonuç), külliyyet-cüziyyet (bütün-parça), hal-mahal (durum-yer), lazımmelzum, âliyet, umûm-husûs. Mecâz-ı mürsel, alakasına göre isimlendirilmektedir: Zikrü’l-küll iradetü’l-cüz (bütünü zikredip parçayı kastetmek); zikrü’lcüz iradetü’l-kül (parçayı zikredip bütünü kastetmek) gibi.

Teşbîh, sözlükte “benzetmek” demektir. Terim olarak, belli bir maksat için aralarındaki ortak bir nitelikten dolayı bir şeyi başka bir şeye benzetmeye verilen isimdir.

Teşbîhin dört unsuru vardır:

  1. Müşebbeh (benzeyen): Başkasının (müşebbehün bih) özellikleriyle tanımlanan nesneyi karşılar.
  2. Müşebbehün bih (benzetilen): Bu da kendisine benzetilen nesnedir.
  3. Vech-i şebeh (benzeme yönü): Müşebbeh ile müşebbehün bih arasındaki benzeme yönünü ifade eder. Buna cami de denir.
  4. Teşbîh edatı: Arapçadaki “benzer, gibi, sanki” gibi anlamlara gelen gibi edatlardır.

Teşbîhin unsurlarının bulunup bulunmaması açısından beş çeşidi vardır:

  1. Teşbîh-i mürsel: Teşbîh edatının zikredildiği teşbîh türüdür.
  2. Teşbîh-i müekked: Teşbîh edatının hazfedildiği türdür.
  3. Teşbîh-i mücmel: Vech-i şebehin hazfedildiği teşbîh türüdür.
  4. Teşbîh-i mufassal: Vech-i şebehin zikredildiği teşbîh türüdür.
  5. Teşbîh-i beliğ: Vech-i şebeh ve teşbîh edatının her ikisinin hazfedilip sadece müşebbeh ve müşebbehün bihin zikredildiği teşbîh türüdür.

Kinâye, gizlemek, örtmek anlamına gelmekte olup terim olarak bir sözü, hakîkî manası da kastedilebilecek şekilde, hakîkî anlamın dışında bir anlamda kullanmaya verilen isimdir. Bunun karşısında ise sarih yer almaktadır ki kinâî anlamı doğrudan söylemeyi karşılamaktadır. Kinâyenin iki unsuru vardır:

  1. Meknî bih: Kinâye yapılan lafız.
  2. Meknî anh: Kinâyeden elde edilen hakîkatın dışındaki anlam. Mekniyyün anh’e itibarla kinâye üç kısma ayrılmaktadır: Sıfattan kinâye, Mevsuftan kinâye, Nisbetten kinâye

Hâss, has olmak, özel olmak, tek olmak gibi manalara gelen bir isim olup terim olarak ilk vaz’da (icatta) tek bir manaya veya sınırlı sayıdaki fertlere delalet eden lafız şeklinde tanımlanmaktadır. Hâssın hükmü, aksine bir delil olmadığı sürece kapsadığı sınırlı fertler için geçerlidir.

Âmm ise, kapsamak, yaygın olmak, genel olmak gibi anlamlara gelmekte ve genel, umûm, kapsam gibi manalara gelir. Terim olarak ise, bir kullanımda sözlük anlamına uygun olarak bütün fertleri istisnasız bir şekilde kapsayan lafız demektir. Âmm lafız, kendisini tahsîs edecek kesin delil var ise, bu durumda kapsamı daralır. Buna “âmmın tahsîsi”; tahsîs edici delile de muhassıs denir.

Kur’ân lafızlarının çoğunun anlamı, kolayca anlaşılır. Bazı lafızların anlamı ise kapalı olup anlaşılması zordur. Bunların anlamını tespit için bazı metotlara başvurulur. Muğlaklık farklı etkenlerden kaynaklandığı için kapalı olan lafızlar, üç kategoride değerlendirilir: Garîb, mübhem ve mücmel.

Garîb lafzı, sözlükte “bilinmeyen, az bilinen, kapalı, tek/nadir, yabancı, tuhaf” gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ise az kullanılması, farklı lehçe ve dillerden alınması sebebiyle manası sözlüklere veya uzmanlarına başvurulmadan anlaşılmayan kapalı lafız şeklinde tanımlanmaktadır.

“Gizli ve kapalı olmak” manalarına gelen ibhâm kelimesinin sıfat şekli olan mübhem, “kapalı kalan, neyi karşıladığı bilinmeyen şey” demektir. Tefsîr iliminde ise isimleri doğrudan zikredilmeyip ism-i mevsul, zamir, künye, lakap ve sıfatla kapalı bir şekilde ifade edilen lafız demektir.

İcmâl mastarından türeyen mücmel kelimesi, sözlükte “ayrıntılı olarak açıklanmamış lafız, anahatlarıyla sunulan söz, muğlak/kapalı” gibi anlamlara gelir. İcmâl, detaylarına girmeksizin anahatlarıyla bir şeyden söz etmek demektir. Terim olarak mücmel, detaya girilmeden anahatlarıyla sunulduğu için sözün sahibi tarafından bir açıklama yapılmadıkça kendisinden kastedilen mananın anlaşılamadığı lafızdır. Mücmel lafzı, kapalı kılan ve muhtevasını anlaşılmaz yapan neden, tafsilata girilmeden anahatlarıyla anlatılmış olmasıdır. Mücmel lafız, sözü söyleyen tarafından açıklandığında ancak anlaşılabilir. Anlaşılınca da mübeyyen (açıklanmış) veya mufassal adını alır. Söz, sahibinin açıklayıcı beyanı yoksa muğlaklığıyla kalır ve o haliyle amel edilir.

Kur’ân’da Lafızlar-Arası İlişkiler

Arap dilinde iki veya daha fazla lafız arasında şu üç tür ilişkiden birisi söz konusudur:

  1. Lafızlarının farklı, anlamlarının farklı olması.
  2. Lafızlarının farklı, anlamlarının aynı veya yakın olması.
  3. Lafızlarının aynı, anlamlarının farklı olması.

Bu tasnife göre gerek Arap dilinde ve gerekse Kur’ân’da lafızların birbiriyle ilişkisi bağlamında şu çeşitler ve olgular ortaya çıkmıştır: Mütebâyin lafızlar ve tebâyün olgusu, müterâdif lafızlar ve terâdüf olgusu, mütekârib lafızlar ve tekârüb olgusu, müşterek lafızlar ve iştirâk olgusu, mütezâd kelimeler ve tezâd olgusu.

Arap dilinde lafızları da anlamları da farklı kelimelere mütebâyin (ayrı anlamlı lafızlar); bu olguya da tebâyün (ayrı anlamlılık) denir.

Arap dilinde lafızları farklı, anlamları ise aynı olan kelimelere müterâdif (eşanlamlı); bu olguya da terâdüf (eşanlamlılık) denmektedir.

Arap dilinde lafızları farklı, fakat anlamları yakın olan kelimelere mütekârib (yakınanlamlı) kelimeler; bu olguya da tekârüb denir. Dilde terâdüf şartlarını bütünüyle sağlayan kelime sayısının azlığına binaen, terâdüf, tam ve cüzi şeklinde taksim edilmiş, cüzi terâdüf kısmı, mütekârib terimiyle karşılanmıştır.

Arap dilinde birçok farklı anlama delalet eden lafza müşterek (çokanlamlı kelimeler), bu olguya da iştirâk (çokanlamlılık) denmektedir.

Arap dilinde zıt iki anlama sahip olan kelimeye mütezâd veya zıdd lafız; ilgili olguya da tezâd denmektedir. Zıdd’ın çoğulu ise ezdâddır.

Dil Merkezli Kur’ân İlimleri

Kur’ân, Arapça bir metin olduğu için Arap dilinin özelliklerini yansıttığı gibi, Arap dilinde etkin olan bazı dil olgularını ve dilbilim konularını metin düzeyinde kullanmış; bu yüzden de bunların bazısıyla ilgili Kur’ân ilimleri oluşmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır: “Ezdâd, terâdüf, iştirâk, kasem, mesel vb.

“Emsâl”, sözlükte benzer, benzeyen, sıfat, söz, ibret, kıssa gibi anlamlara gelen “mesel” kelimesinin çoğuludur. Arap dili ve edebiyatında mesel, atalardan gelen ve onların yüzyıllar içindeki deneyim ve gözlemlerine dayalı düşüncelerini değişmez kalıp ve klişeleşmiş özlü sözlerle öğüt ve hüküm içerecek biçimde yansıtan, lafzı ve anlamı beğenilerek nesilden nesile aktarılan, çoğunlukla asli durumuna benzeyen halleri açıklamak ve örneklemek amacıyla kullanılan anonim özdeyiştir. Kısaca mesel, özdeyiş ve atasözü demektir. En önemli özellikleri de, lafzının kısa, anlamının doğru, kendisinin yaygın ve anonim, formunun da değişmez klişe olmasıdır. Kur’ân’daki meseller, üç kısma ayrılmaktadır:

  • Sarîh mesel
  • Gizli mesel
  • Mürsel mesel

Kasem sözlükte, yemin, ahid, akt gibi anlamlara gelmektedir. Çoğulu, aksâmdır. Kur’ân’da Allah (cc), kendisine, fiillerine ve yaratıklarına yemin etmiştir. Bunun sebebi, hem kendisine yemin ederek büyüklüğünü göstermesi; hem de kendisinin birer göstergesi konumunda olan yaratıklarına yemin ederek bir taraftan yüceliğini ortaya koyması, diğer taraftan yaratılan şeylerin de önemli olduğunu vurgulamasıdır.

Tefsîr ilminde kasem konusunu ele alan Kur’ân ilmine, Aksâmü’l- Kur’ân denir. Bu konuda müstakil bir literatür oluştuğu gibi, Ulûmu’l- Kur’ân eserlerinin bir başlığı olarak da incelenmiştir. Örnek olarak:

  • İbn Kayyim: et- Tibyân fî Aksâmi’l-Kur’ân
  • Abdülhamid el-Ferahî: İm’ân fî Aksâmi’l- Kur’ân

 

MAGGOG SINAV: Ünite 1~5

İLK 5 ÜNİTE: Tefsir Tarihi ve Usulü

ÇİFT SEÇENEKLİ CEVAPLARIMIZ DA VAR!

İki tercih yapmanız gerekebilir. Hazırsak başlayalım.

Bismillahirrahmanirrahim

1 / 246

Aşağıdakilerden hangisi rivâyet tefsîr ekolünün en önemli örneğidir?

2 / 246

Dirâyet tefsirleri ile ilgili aşağıdaki eşlemelerden hangisi yanlıştır?

3 / 246

Tam adı Ebû Muhammed el-Huseyn b. Mes’ud el-Ferrâ eş-Şâfiî el-Begavî olup, -------’da Merv ile Herât arasında bulunan “Bağ” veya “Bağşûr” adlı bir kasabada 433/1041 veya 436/1044’de dünyaya gelmiştir.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?

4 / 246

"Kur’ân’da bir yerde kapalı olan bir husus, bir başka yerde açıklanmış olabilmektedir." Bu durum hangi tefsir çeşidini açıklamaktadır?

5 / 246

Dirâyet tefsîrini rivâyet tefsîrinden ayıran en belirgin özellik, aşağıdakilerden hangisidir?

6 / 246

Aşağıdakilerden hangisi dirayet tefsirinin esasları arasında yer almaz?

7 / 246

"el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl" adlı tefsir aşağıdakilerden hangisine aittir?

8 / 246

“Medâriku’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl” isimli tefsir hangi müfessire aittir?

9 / 246

İsrâilî rivâyetler en fazla aşağıdakilerden hangisinden gelmiştir?

10 / 246

Anadolu topraklarında doğup büyüyen, üst düzey bürokratlık yapan ve İrşâdu Akli’s-Selim adlı tefsirin müellifi olan müfessir aşağıdakilerden hangisidir?

11 / 246

Rivâyet tefsîr yönteminde ilk başvurulması gereken kaynak aşağıdakilerden hangisidir?

12 / 246

“Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl” adlı tefsirin müfessiri aşağıdakilerden hangisidir?

13 / 246

Rivayet tefsirinde bahsedilemsi gereken ilk malzeme kime aittir?

14 / 246

Müellifinin ismiyle birlikte verilen aşağıdaki tefsir eserlerinden hangisi bir dirayet tefsiridir?

15 / 246

İsrailiyatı; doğru olduğu bilinenler ve sahih olanlar, yanlış olduğu bilinenler, ne kendisine inanılan ve ne de yalan olduğu söylenebilen hakkında sükut edilenler olarak üçe ayıran rivayet müfessiri aşağıdakilerden hangisidir?

16 / 246

I. Sahabe
II. Tabiin
III. Hz. Peygamber
IV. Kur'an-ı Kerim
V. Tebei tabiin
Rivayet tefsir yönteminde yukarıdaki maddeleri öncelik sırasına göre sıraladığımızda hangi sıralama doğru olur?

17 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tefsir tür ve eğilimlerinden biri olamaz?

18 / 246

Aşağıdakilerden hangisi rivayet tefsirinin kaynakları arasında yer alır?

19 / 246

Aşağıdakilerden hangisi rivâyet tefsir yönteminde başvurulması gereken (dikkate alınan) unsurlardan biri değildir?

20 / 246

Aşağıdakilerden hangisi dirayet alanında öne çıkmış müfessirlerden biridir?

21 / 246

“İman edip imanlarına zulüm karıştırmayanlar var ya, işte onlar korkudan emin olacaklardır, hidâyette olanlar da bunlardır” (En’am (6), 82) âyeti nazil olduğunda bu durum sahabeye ağır gelmiş, “hangimiz haksızlık yapmaktan kurtulabiliriz ki” diye endişelerini belirtmişlerdir. Peygamberimiz onlara, “siz Lokman’ın oğluna söylediği sözleri görmüyor musunuz?” diyerek “Hani Lokman oğluna nasihat ederken, evladım dedi, sakın Allah’a şirk koşma, çünkü şirk büyük bir zulümdür” (Lokman (31), 13) âyetini okumuştur. (Taberî, 2000). Böylece Peygamberimiz En’am sûresindeki zulmü, Allah’a şirk koşma olarak açıklamıştır.

Yukarıdaki örnekte Peygamberimizin uyguladığı tefsir metodu aşağıdakilerden hangisidir?

22 / 246

Yahya b. Sellam’ın ortaya koyduğu Taberi'nin geliştirerek kullandığı metod aşağıdakilerden hangisidir?

23 / 246

Dirâyet tefsirleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

24 / 246

"Rûhu’l-Me’ânî fî Tefsîri’l-Kur’âni’l-Azîm" adlı tefsir hangi müfessire aittir?

25 / 246

Kur’ân ve tefsîri açısından Hz. Peygamber’den (s.a.v) sonraki en önemli tabaka aşağıdakilerden hangisidir?

26 / 246

"Delilsiz olarak Allah’ın muradı konusunda kesin yargıya varmamak" kuralı hangi tefsir metodu için konmuştur?

27 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Rivayet Tefsirinin olumlu yönlerinden biridir?

28 / 246

Meşhur dirayet tefsirlerinden biri olan "el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl" adlı eser aşağıdaki müfessirlerin hangisine aittir?

29 / 246

“Kur’ân kendi kendisini tefsir eder.” Görüşü rivâyet tefsir yönteminin hangi kısmıyla alakalıdır?

30 / 246

Aşağıdaki eşlemelerden hangisi rivâyet tefsîrleri için yanlıştır?

31 / 246

"Te’vîlâtu’l-Kur’ân" adlı tefsir hangi müfessir tarafından kaleme alınmıştır?

32 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur'an'ın kendi kendisini tefsir etme yollarından biri değildir?

33 / 246

34 / 246

Hicri ilk üç, dört asra ait Kur’ân tefsirine dair hemen hemen tüm görüş ve rivayetleri aktardığı için ilim ve kültür ansiklopedisi hüviyetini kazanan tefsir aşağıdakilerden hangisidir?

35 / 246

Hz. Peygamber’in (s.a.v) tefsir yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

36 / 246

Tefsirinde re’ye yoğun olarak yer veren ve tâbiînin önde gelen alimlerinden biri olan müfessir aşağıdakilerden hangisidir?

37 / 246

Akide yönünden Eşari, fıkıh yönünden Şafii olmasına rağmen İbn Teymiye’ye çok bağlanmış ve bazı meselelerde onun kanaatine göre fetva vermiş olan müfessir aşağıdakilerden hangisidir?

38 / 246

Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân adlı rivâyet tefsîri, aşağıdakilerden hangisine aittir?

39 / 246

Aşağıdakilerden hangisi israili rivayetleri nakletmede öne çıkanlardan biridir?

40 / 246

"İsnatların hazfedilerek sadece metinlerin kalması" hangi tür tefsirin zaaf noktalarından biridir?

41 / 246

Rivâyet-Dirâyet tefsirleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

42 / 246

Aşağıdakilerden hangisi bir dirâyet müfessirinin uyması gereken kurallardan biri değildir?

43 / 246

“Kim Kur’ân’ı kendi görüşüyle tefsir ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın” hadisinden maksat kimlerdir?

44 / 246

Dirayet tefsirinin bir diğer adı aşağıdakilerden hangisidir?

Dirayet tefsirine verilen adlardan biridir?

45 / 246

Müellifinin ismiyle birlikte verilen aşağıdaki tefsir eserlerinden hangisi bir rivayet tefsiridir?

46 / 246

Kur’ân’a ilk defa hareke görevi yapacak noktaları koyan kişi aşağıdakilerden hangisidir?

47 / 246

Kur'an'ın çoğaltılmasındaki temel etken aşağıdakilerden hangisidir?

48 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Resulullah zamanında Kur’ân’ın tamamını ezberleyen sahabilerden biri değildir?

49 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın peyderpey inmesinin hikmetlerinden biri değildir?

50 / 246

Hangi halefi döneminde çoğaltılan mushaflar noktasız ve harekesiz olarak yazılmıştır?

51 / 246

“Ruhu’l-Kudüs kalbime şöyle üfledi: Hiçbir nefis, ecelini ve rızkını tüketmeden ölmeyecektir. O halde Allah’tan korkunuz ve rızkınızı aramakta güzel bir yol tutunuz” hadisi, vahyin geliş şekillerinden hangisine örnektir?

52 / 246

"Kur'an kelimelerinin ve harflerinin yazılışında Osman b.Affan'ın tasvip ve tercih ettiği imla şekil ve tarzı" olarak tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir?

53 / 246

Ebu'l-Esved ed-Düeli, Kur'an'la ilgili aşağıdaki önemli hizmetlerden hangisini gerçekleştirmiştir?

54 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Hz. Osman döneminde çoğaltılan Kur’ân nüshalarının gönderildiği şehirlerden biridir?

55 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Hz. Osman döneminde Kur’ân’ın çoğaltılarak belli başlı şehirlere gönderilmesinin asıl nedenlerinden biridir?

56 / 246

Medine’de ilk vahiy kâtipliği yapan kişi/sahabe aşağıdakilerden hangisidir?

57 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Hz. Osman’ın Kur’an’ı çoğaltacak heyet için belirlediği talimatlardan biridir?

58 / 246

Kur’an’ın toplanması faaliyeti ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

59 / 246

I. Allah’ın iletmek istediği mesajları peygamberinin kalbine doğrudan bırakması/yerleştirmesi
II. Vahyi peygamberine bir perde arkasından bildirmesi
III. Vahiy getirmekle görevlendirdiği bir meleği elçi olarak göndermesi
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri vahyin geliş şekillerindendir?

60 / 246

Kur'an'ın çoğaltılmasında en önemli etken aşağıdakilerden hangisidir?

61 / 246

Vahyin indiği yer veya zaman bakımından Tevbe süresinin 118. ayeti hangi gruba girmektedir?

62 / 246

Aşağıdakilerden hangisi vahyin Hz. Peygamber’e geliş şekillerinden biri değildir?

63 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın Beytu’lizze’ye toptan indirilişinin faydalarından biri değildir?

64 / 246

Aşağıdaki vahiy geliş şekillerinden hangisi ile ayet veya surenin inmediği bildirilmektedir?

65 / 246

I. Sadık rüyalar vahiy sürecinin başlangıcında önemli bir rol oynamıştır.
II. Hz.Peygamber'in ilk kez vahiyle karşılaşmasını Hz.Hatice'den gelen rivayet anlatır.
III. Hz.Hatice ilk vahiy tecrübesinde çok korkan Hz.Peygamber'i Rahip Bahira'ya götürmüştür.
IV. Vahyin ilk inişini anlatan rivayette vahiy meleğinden Nâmûs olarak söz edilir.
V. İlk inen ayetlerden sonra bir süre vahiy gelmemiştir.
Vahyin başlangıcı ile ilgili yukarıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?

66 / 246

Vahiy-ilham ilişkisi bağlamında aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?

67 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Resulullah zamanında Kur’ân’ın tamamını toplayan sahabelerden biridir?

68 / 246

Sözlükte “gizli ve süratli bir şekilde bildirmek” anlamına gelen kavram aşağıdakilerden hangisidir?

69 / 246

Hz. Peygamber seferde ve misafirlikte bulunmadığı zamanlarda inen vahiylere ne ad verilir?

70 / 246

Yüce Allah’ın insanlara ulaştırmak istediği mesajlarını peygamberlerine, alışılmışın dışında gizli bir yolla süratli bir şekilde bildirmesine ne denir?

71 / 246

"Ruhu’l-Küdüs kalbime şöyle üfledi: Hiçbir nefis ecelini ve rızkını tüketmeden ölmeyecektir. O halde Allah’tan korkunuz ve rızkınızı aramakta güzel bir yol tutunuz." haberi, tefsir usûlü açısından neyi ifade etmektedir?

72 / 246

Vahyin ilk defa inmeye başladığı yer aşağıdakilerden hangisidir?

73 / 246

“Biliniz ki, Resûlullah’ın haram kıldığı, Allah’ın haram kıldığı gibidir.” hadisi aşağıdakilerden hangisini ifade eder?

74 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahâbeyi Kur’ân’ı ezberlemeye sevk eden sebeplerden biri değildir?

75 / 246

Kur’ân’ın bir isminin de “el-Kitâb” olması, ne anlama gelmektedir?

76 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın yazıldığını göstermez?

77 / 246

Fetret devrinden sonra nazil olan ilk ayetlerin yer aldığı sure aşağıdakilerden hangisidir?

78 / 246

Mekke'de vahiy katipliği yapan ilk sahabe aşağıdakilerden hangisidir?  (Yani Mekke’de vahiy kâtibi olan ilk sahabe)

79 / 246

Cebrâîl’in aslî suretiyle Hz. Peygambere göründüğünü bildiren sûreler aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?

80 / 246

Kur’ân’a bugünkü harekeleri koyan kişi aşağıdakilerden hangisidir?

81 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Resûlullah’ın zamanında (Hz. Peygamber (s.a.s) hayattayken) Kur’ân’ın tamamını toplayan sahabelerden biri değildir?

2 ŞIK CEVAP SEÇİLECEK!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

82 / 246

Hz. Ömer’in Müslüman olması hadisesinde, kız kardeşi Fatıma’nın elinde, Tâhâ sûresinin baş tarafının yazıldığı sahifenin bulunması, tefsir usûlü açısından neyi ifade etmektedir?

83 / 246

"Tencîm’ul Kur’ân" aşağıdakilerden hangisini ifade etmektedir?

84 / 246

Hz. Ebû Bekir döneminde toplanan Kur’ân nüshasına Mushaf adının verilmesini teklif eden kişi aşağıdakilerden hangisidir?

85 / 246

Vahyin keyfiyeti ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

86 / 246

Kur’ân’ın resmî olarak bir cilt halinde toplanması ve çoğaltılması süreci ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

87 / 246

Aşağıdakilerden hangisi vahiy kâtiplerinden biri değildir?

88 / 246

Vahyin bir müddet kesilmesinden sonra ilk defa inen sûre/âyet aşağıdakilerden hangisidir?

89 / 246

"Kur’ân, aynı zamanda yakın sema da denilen Beytü’l-İzze’ye ............ indirilmiştir." Boşluğu en uygun şekilde doldurunuz?

90 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Resmu’l-Mushaf’ın tevkîfî olmadığını savunan âlimlerden biridir?

91 / 246

Aşağıdakilerden hangisi vahiyle, ilham arasındaki farklardan biridir?

92 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın ilk defa nazil olmaya başladığı gündür?

93 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Hz. Osman’ın Kur’ân’ı çoğaltacak olan heyete verdiği talimatlardan biri değildir?

94 / 246

Aşağıdakilerden hangisi vahiy esnasında Hz. Peygamber'de görülen hallerden biri değildir?

İKİ SEÇENEK SEÇİLECEK!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

95 / 246

Kur’ân’ın ilk defa bir cilt halinde toplanması için kurulan heyetin başkanı aşağıdakilerden hangisidir?

96 / 246

Aşağıdakilerden hangisi vahiy kelimesinin sözlük anlamları arasında yer almaz?

97 / 246

Aşağıdakilerin hangisi, Kur’ân’ı bir araya toplamak için kurulan heyetin başına Zeyd b. Sâbit’in geçirilme nedenlerinden biridir?

98 / 246

“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder” (Şura (42), 51) ayeti, hangi olayın çeşitlerinden bahsetmektedir?

99 / 246

Her yıl Ramazan ayında Cebrâil (a.s), Resûlullah’a (s.a.v) gelerek o zamana kadar nâzil olan tüm âyetleri ona okur; Resûlullah da Cebrâil’e okurdu. Rasulullah ve Cabrail'in bu şekilde Kur'an'ı karşılıklı okumasına (mukabele etmesi olayına) ne ad verilir?

100 / 246

Kur’ân’ın bir cilt halinde toplanmasının en önemli sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

101 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Medenî sûrelerin özelliklerinden biri değildir?

102 / 246

I. Secdenin yapılması için secde ayetinin tamamının ya da bir kısmının okunması arasında fark yoktur.
II. Tilavet secdesi Hanefilere göre sünnettir.
III. Tilavet secdesinin ardından “semi’na ve eta’na, gufraneke Rabbena ve ileyke’l-mesir” duası okunur.
IV. Tilavet secdesinin namaz içerisinde yapılmaması evladır.
V. Namaz dışında kıraatin hemen ardından tilavet secdesinin yapılması zorunlu değildir.
Tilavet secdesiyle alakalı yukarıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?

103 / 246

Kur’ân’ın kelimelerinin eda keyfiyetlerini ve ihtilaflarını nakledenlerine isnat ederek bilmeye ne ad verilir?

104 / 246

Kur’ân’ın tamamını veya bazı sûre ya da âyetlerini öğrenip okuyan, öğreten, dinleyen, ezberleyen, hükümlerine göre amel edenlerin kazanacakları sevapları, bazı sûre yahut âyetlerin şifalı olduğunu bildiren hadisleri içeren literatür için kullanılan tabir nedir?

105 / 246

İmam Şâfiî’nin “Menâfi’u’l-Kur’ân” adlı kitabı hangi konuda yazılmış bir eserdir?

106 / 246

Kur’ân yaklaşık olarak kaç yılda indirilmiştir?

107 / 246

Hurûf-ı mukatta’anın müstakil bir âyet sayılıp sayılmamasına ilişkin görüş ayrılıkları/farklılıkları aşağıdakilerden hangisinde ihtilafa neden olmuştur?

108 / 246

Kur’ân kelimesinin hemzesiz, türememiş ve alem-i mürtecel olduğunu savunan görüş aşağıdakilerden kime aittir?

109 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Mekkî sûrelerin özelliklerinden biri değildir?

110 / 246

Kur’ân’ın herhangi bir sûresinde, bir veya birkaç kelime ya da cümleden meydana gelen, başından ve sonundan ayrılmış olan bölümlere ne ad verilir?

111 / 246

Aşağıdakilerden hangisi en kısa ve en uzun sûrelerdir?

112 / 246

Kur’ân’ın âyetlerinin bazıları uzun, bazıları da kısadır. En uzun âyeti hangisidir?

113 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Mekkî sûrelerin özelliklerinden değildir?

2 şık seçilecektir.

114 / 246

Aşağıdakilerden hangisi ''Kur'an'' kelimesinin etimolojisi için müsteşriklerin öne sürdüğü görüştür?

115 / 246

Bazı sûre yahut âyetlerin şifalı olduğunu bildiren hadisleri içeren literatür için kullanılan tabir aşağıdakilerden hangisidir?

(2 ŞIK SEÇİLECEK!)

2 şık seçmelisiniz. Bu soruda 2 adet doğru cevap bulunmaktadır.

116 / 246

“Allah’ın adı anılmadan başlanılan her önemli iş eksik olur.” hadisi hangi konu için söylenmiştir?

117 / 246

Aşağıdaki surelerin hangisinde besmele ayeti geçmektedir?

118 / 246

Bir secde âyetinin okunması veya dinlenmesi halinde yapılması gereken secde aşağıdakilerden hangisidir?

119 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın muhtevasının tespitini zorlaştıran sebeplerden biridir?

120 / 246

Kur'ân'ın en uzun âyeti aşağıdakilerden hangisidir?

121 / 246

Kur’ân kelimesinin, “bir şeyi diğer bir şeye yaklaştırmak” anlamına gelen karene’den türediğini öne süren âlim kimdir?

122 / 246

Medenî surelerin muhtevasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

123 / 246

Kur’ân’ın tanımının unsurlarından, “insanların, meleklerin ve cinlerin sözlerini” tanımın dışında bırakan kısım aşağıdakilerden hangisidir?

124 / 246

“el-ehrufu’s-seb’a” içerisindeki "Ehruf" hangi kelimenin çoğuludur?

125 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın okunuş şekillerinden biri değildir?

bkz. Kur’ân’ı okuyuş şekilleri

126 / 246

İmam Şafi’nin ilk eser yazdığı öne sürülen konu aşağıdakilerden hangisidir?

127 / 246

“el-İtkân fî Fezâilu’l-Kur’ân” adlı eser aşağıdakilerden hangisine aittir?

128 / 246

I. Sahih ve muttasıl bir senedle Hz. Peygamber'e ulaşması
II. Takdiren de olsa Hz.Ebubekir döneminde çoğaltılan nüshalardan birinin hattına uyması
III. Bir vecihle de olsa Arap dilinin kaidelerine uygun olması
Yukarıdakilerden hangileri sahih kırâatin şartlarındandır?

129 / 246

Mushafın son bölümü olup, Kaf sûresinin başından Nâs sûresinin sonuna kadar olan sûreleri içine alan kısma ne ad verilir?

130 / 246

Aşağıdaki konulardan hangisinin tevkîfî olduğunda ihtilaf yoktur?

131 / 246

Müsteşrikler tarafından Kur’ân kelimesinin türediği iddia edilen kelimeler aşağıdakilerden hangisidir?

132 / 246

Vakıf işaretlerinden hangisinde durmak evlâ, geçmek ise câizdir?

133 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân’ın isimlerinden biri değildir?

134 / 246

Yalan üzere ittifak etmeleri (birleşmeleri) aklen mümkün olmayan bir topluluğun diğer bir topluluktan rivayet ettiği kırâata ne ad verilir?

135 / 246

Günümüzde Müslümanların büyük çoğunluğunun okuduğu kırâat aşağıdakilerden hangisidir?

136 / 246

Aşağıdakilerden hangisi yedi harfi açıklamada ileri sürülen görüşlerden biri değildir?

137 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân ayetlerinin sayıları hakkında farklı rakamların ortaya çıkmasının sebeplerinden biridir?

138 / 246

Kur'an okumayla ilgili olan "tedvir" kavramının tanımı aşağıdakilerden hangisidir?

139 / 246

Senedi sahîh olup, ya Arapça kâidelere ya da Hz. Osman döneminde çoğaltılan nüshalardan birinin hattına uygun olmayan kırâata ne ad verilir?

140 / 246

Mekkî ve Medenî surelerin temel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

141 / 246

I. Yedi harften maksat, meşhur yedi imamın kırâatıdır.
II. Yedi harften maksat, Arap kabilelerinden meşhur olan yedisinin lehçesidir.
III. Yedi harften maksat, yedi vecihtir.
Kur'an okumaları üzerine bahsedilen yedi harf konusunda yukarıdaki görüşlerden hangisi en zayıf olandır?

142 / 246

Müsteşrikler Kur’ân kelimesinin kökünün hangi dillerden geldiğini iddia etmektedirler?

143 / 246

Kur’ân’ın en kısa sûresi aşağıdakilerden hangisidir?

144 / 246

Aşağıdaki sûrelerin hangisinde iki adet secde âyeti bulunmaktadır?

145 / 246

Aşağıdaki konuların hangisi tevkîfî olup âlimler arasında bir görüş ayrılığı yoktur?

146 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Müsteşriklerin, "Kur'ân" lafzının türediği kökü, Arapçanın dışında başka dillere dayandırmalarının temel sebeplerinden biridir?

147 / 246

Aşağıdakilerden hangisi “es-Sebu’t-tuvel” (es-Sebut’-tuvel) surelerden biri değildir?

2 şık seçmelisiniz!

148 / 246

Aşağıdaki konulardan hangisinde âlimler arasında ihtilaf vardır?

149 / 246

Kur’ân ile Kitab-ı Mukaddes mukâyese edilirse aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

150 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahâbî müfessirlerinden biri değildir?

151 / 246

Hz. Aişe'nin, "Hz. Peygamber, Cebrail’in kendisine öğrettiği belirli âyetlerden başka, Kur’ân’dan bir şey tefsir etmedi.” sözü, Tefsir usulü acısından aşağıdakilerden hangisini ifade eder?

152 / 246

"Megazi, melâhim ve tefsirin aslı yoktur." sözü aşağıdaki İslâm âlimlerinden hangisine aittir?

153 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahabe tefsirinin genel özelliklerinden biridir?

154 / 246

Tefsîr rivâyetleri hangi dönemden itibaren tedvin edilmeye başlanmıştır?

155 / 246

Nebevî tefsirin fonksiyonları aşağıdakilerden hangisidir?

156 / 246

“Tercümânu’l-Kur’ân” tabiri aşağıdaki sahabelerden hangisi için kullanılmıştır?

("Tercümânu’l Kur’ân" olarak tabir edilen müfessir yukarıdakilerden hangisidir?)

157 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tâbiî müfessirlerinin tefsîr kaynaklarından biri değildir?

158 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tâbiûn tefsirinin belirgin niteliklerinden biri değildir?

159 / 246

Resulullah’ın İbn Abbas için yapmış olduğu, “Allah’ım onu dinde fakih kıl, ona te’vili öğret” şeklindeki dua ne anlama gelmektedir?

160 / 246

Mekke ve Medine tefsir mektepleri ile Kûfe tefsir mektebi arasındaki en temel fark aşağıdakilerden hangisidir?

161 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tedvin dönemi müfessirlerinden biridir?

162 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tefsirde temayüz etmiş sahabelerden biri değildir?

163 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahâbe tefsirinin genel özelliklerinden biri değildir?

164 / 246

Tefsirinde, “nakl, tenkid ve tercih” metodunu Taberi’den daha önce kullanan tedvin dönemi müfessiri aşağıdakilerden hangisidir?

165 / 246

Hz. Peygamber’in tefsîrinin mutlak bağlayıcılığı aşağıdaki sebeplerden hangisine dayanmaktadır?

166 / 246

Kur’an tefsirine verdiği büyük emek dolayısıyla “hibru’l-ümme (ümmetin bilgini)” ve “Tercümânu’l-Kur’ân” lakaplarıyla anılan ünlü sahabi aşağıdakilerden hangisidir?

167 / 246

Aşağıdakilerden hangisi önde gelen Sahabi müfessirlerden biri değildir?

168 / 246

Ayetlerde geçen kelimelerin anlamları, iştikakları ve irablarını konu edinen Mecâzu’l-Kur’ân adlı eserin müellifi aşağıdakilerden hangisidir?

169 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tâbiin döneminin meşhur müfessirlerinden biridir?

170 / 246

İnsan, melek ve cin gibi varlıkların veya bir topluluk ya da kabilenin veyahut bir kelime ve nitelemenin Kur’ân’da açık değil de ism-i işaretler, ism-i mevsuller, zamirler, cins isimleri, belirsiz zaman zarfları ve belirsiz mekân isimleriyle zikredilmesine ne ad verilir?

171 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Mekke tefsir ekolünün yetiştirdiği önemli isimlerden biridir?

172 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Kûfe rey ekolüne mensup olan müfessirlerden biridir?

173 / 246

I. Kendi içtihatlarını kullanmak
II. Hadislere başvurmak
III. Peygamber hanımlarına sormak
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri sahabenin tefsir etme yöntemlerindendir?

174 / 246

İlk tefsir mektebi nerede kurulmuştur?

175 / 246

Hasan el-Basri, hangi tefsir mektebine mensuptur?

176 / 246

İslâm alimlerinin Hz. Peygamber’in (s.a.s) Kur’ân’ı baştan sona tamamen tefsir ettiği kabulünden maksat nedir?

177 / 246

Hz. Peygamber'in (s.a.v), “Allah’ım onu dinde fakih kıl ve ona tevili öğret” şeklindeki duasını alan, Tercümânu'l Kur'ân ünvanlı sahabe aşağıdakilerden hangisidir?

178 / 246

Tefsîr mekteplerinin üçüncüsü olarak kabul edilen Kûfe Rey Mektebi'nin kurucusu aşağıdakilerden hangisidir?

179 / 246

Abdullah b. Abbas’a ait tefsir rivayetlerini Garibu’l Kur’ân adlı eserde toplayan kişi aşağıdakilerden hangisidir?

180 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahâbenin tefsirde başvurduğu kaynaklardan biri değildir?

181 / 246

Tefsirde ekolleşmenin ilk kez görüldüğü dönem aşağıdakilerden hangisidir?

182 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Abdullah b. Abbas’ın Mekke'de kurmuş olduğu tefsir mektebinde yetişen öğrencilerden biridir?

183 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahâbe tefsirinin genel özelliklerinden biridir?

184 / 246

İctihâdın mümkün olduğu alanlara ait sahâbî görüşlerine ne ad verilir?

185 / 246

Hz. Peygamber’in tefsirinin temel fonksiyonları aşağıdakilerden hangisinde tam ve doğru olarak verilmiştir?

186 / 246

Bağlayıcılığı konusunda alimlerin ihtilaf ettiği haberler aşağıdakilerden hangisidir?

187 / 246

Hz. Peygamber'in, Kur'ân'a yönelik tefsiri onun bir kısmını içermektedir, tezini ortaya atan ilk İslâm âlimi aşağıdakilerden hangisidir?

188 / 246

Hükmen merfû haber olarak değerlendirilen sahabe tefsirleri aşağıdaki alanlardan hangisini kapsar?

189 / 246

Resûlullah’ın “Orta namaz ikindi namazıdır” sözü aşağıdaki tefsir türlerinden hangisine örnek olarak verilebilir?

190 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Tabiûn tefsirinin genel nitelikleri arasında yer almaz?

191 / 246

Herhangi bir lafzın anlam yönüyle kayıt altına alınmayıp, bir başka kelime ya da niteleme ile belirginleştirilmemesi durumuna ne ad verilir?

192 / 246

193 / 246

Hz. Peygamber'e verilen teşrî fonksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?

194 / 246

Aşağıdakilerden hangisi İbn Abbas’ı tefsirde üstün mertebeye yükselten sebeplerdendir?

195 / 246

Aşağıdakilerden hangisi sahabelerin Kuran tefsiri bağlamındaki en önemli özelliğidir?

196 / 246

İslam âlimlerine göre Hz. Peygamber’in tefsiri hangi iki fonksiyonu icra etmektedir?

197 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Medine tefsir mektebine mensup müfessirlerden biridir?

198 / 246

İctihâdın mümkün olmadığı alana ait sahâbî açıklamalarına ne ad verilir?

199 / 246

Kendisinden ne kastedildiği anlaşılmayacak derecede kapalı olan âyetlere genel olarak verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?

200 / 246

Tefsir ilminde mekteblerin ortaya çıkması ilk kez hangi dönemde gerçekleşmiştir?

201 / 246

Aşağıdakilerden hangisi tedvin dönemi müfessirlerinden biri değildir?

2 ŞIK SEÇİLECEK!

202 / 246

Aşağıdakilerden hangisi Hz.Peygamber’in Kur’an’ı tefsir usüllerinden (tarzlarından) biri değildir?